Examples of using "зол" in a sentence and their turkish translations:
Poseidon kızgın.
Ben kızgınım!
O gerçekten kızgın.
- O kızgın görünüyor.
- O sinirli gözüküyor.
Tom öfkeli olacak.
Çok kızgınsın.
Tom çok kızgın.
Tom kızgındı.
Çok kızgınım.
Amcam kızgın.
Tom'a kızgın olduğumu söyle.
O, ona çok kızgındır.
Sana kızgınım.
Ben çok, çok kızgınım.
Para tüm kötülüklerin köküdür.
Tom kızgın ve bıkkın.
Tom öfkeli ve korkuyor.
Tom sana kızgın.
Tom kızgın olmalı.
Tom açıkçası çok kızgın.
- Tom açıkçası kızgındı.
- Tom belli ki kızgındı.
Sana kızgınım.
- Tom çok kızgındı.
- Tom çok öfkeliydi.
Erkek kardeşin çok kızgın.
O bana kızgın.
Şimdi çok kızgınım.
Sadece kızgındım.
Açgözlülük bütün kötülüklerin anasıdır.
Ben hayal kırıklığına uğradım ve kızgınım.
Ben gerçekten kızgındım.
Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
Para her kötülüğün anasıdır.
Ona kızgın olduğumu söyle.
O, dünyaya öfkeli.
O, öfkeli ve şaşkındı.
Ben kızgın ve şaşkındım.
Tom hala bana çok kızgın mı?
Tom Mary'ye kızgın değil.
Tom gerçekten Mary'ye kızgın.
Tom bana çok kızgın.
Tom sana çok kızgın.
Tom, Mary'ye kızgındı.
Bay Wilson, Dennis'e kızgın.
Her ikinize de kızgınım.
Açtım ve kızgındım.
Onlara çok kızgınım.
Tom hâlâ çok kızgın.
Tom gerçekten kızgındı.
O gerçekten bana kızgın.
Tom hâlâ biraz kızgın.
O size çok kızgın.
Ah, biraz kızgınım!
Tom Mary'ye biraz kızgın.
Sana çok kızgınım.
Onun niçin o kadar kızgın olduğunu merak ediyorum.
O, oğluna kızmıştı.
O, konuşamayacak kadar çok öfkeliydi.
- Kızgın olduğum kadar çok üzgün değildim.
- Üzgün olmaktan daha kızgındım.
Tom kızgın.
Ben kendime kızgındım.
Kızgındın, değil mi?
Size gerçekten kızgınım arkadaşlar.
Tom'a gerçekten kızgınım.
Tom hala Mary'ye kızgın.
Tom şimdi bana çok kızgın.
Tom belli ki kızgın.
Tom öfkeli değil.
- Tom, Mary'ye çok kızgındı.
- Tom, Mary'ye çok kızmıştı.
Tom bana kızgın olduğunu söyledi.
Tom çok kızgın olduğunu söyledi.
Çok kızgınım.
- Tom'un çok kızgın olduğunu biliyorum.
- Tom'un çok sinirli olduğunu biliyorum.
Tom seni deli gibi seviyor.
Tom Mary'ye çok kızgın olmalı.
O geç kaldığı için kızdım.
Tom çok kızgındı ve ben de.
Kızgın olduğunda her zaman bana bağırıyor.
Erkek arkadaşı ona gerçekten kızgındı.
O hâlâ kızgın.
- Para tüm kötülüklerin köküdür.
- Para bütün kötülüğün köküdür.
- Para tüm kötülüklerin anasıdır.
Tom çok kızacak.
Babam bana kızgın.
Çok sinirliydim.
Tom çok kızgındı.
Tom konuşmaya fazla kızmıştı.
O konuşamadı, çok kızgındı.
O bana kızgın.
Öfkeli isen tartışma ve tok isen yemek yeme.
O kızgındı, ama sabırla beni dinledi.
Tom çok kızgındı ve Mary ile konuşmayı reddetti.