Examples of using "занятие" in a sentence and their turkish translations:
Onu yapmaktan nefret ediyorum.
Bunu yapmayı sevdim.
Okumak iyi bir faaliyettir.
Bunu yapmayı seviyorum.
Benim dersim iptal edildi.
Ders nasıldı?
Onu yapmak eğlenceli.
Ders nasıl hazırlanır?
Televizyon izlemek pasif bir faaliyettir.
Ders onda başlıyor.
Ders pazartesi başlayacak.
O, onu yapmaya devam etti.
Tom bunu yapmayı sever.
Heceleme yarışması aptalcadır.
Onu yapmaktan zevk aldım.
Onu yapmanın tadını çıkarıyorum.
Bunu yapmayı severim.
Tom bunu yapmayı bırakacak.
Tom bunu yapmaktan hoşlanacak.
Piyano çalma onun gözde eğlencesidir.
İlk zamanlar bunu yapmaktan hoşlanmadım.
Ders 8:30'a kadar başlamaz.
Tom onu yapmaktan hoşlandı.
Kur yapmak tehlikeli bir uğraştır.
Herkes sınıfa zamanında geldi.
Bir saat sonra dersim var.
Onu yapmaktan zevk almıyorum.
Tom onu yapmaktan hoşlanmayacak.
Onu yapmaktan hoşlanmadım.
Hepimiz bunu yapmaktan zevk aldık.
Tom muhtemelen bunu yapmanın keyfini çıkaracaktır.
- Eminim bunu yapmaktan zevk alırsınız.
- Bunu yapmaktan zevk alacağınızdan eminim.
Eğer yapmaktan çok hoşlandığınız bir aktivite varsa,
Tembellik yapmayı bırak ve yapacak bir şey bul.
Birkaç dakika içinde bir dersim var.
Gelecek hafta sınıfı iptal ediyorum.
Birinci sınıf 8. 30'da başlar.
Tom dün Fransızca dersini atladı.
Bugün İngilizce sınıfını özleyeceğim.
Piyanoda bir şey çalmak onun yapmak için en sevdiği şeydir.
Sanırım bunu yapmaktan hoşlanmayacağım.
Tom bunu yapmaktan nefret ediyor.
Tom bunu yapmaktan hoşlanıyor gibi görünmüyordu.
Tom bunu yapmaktan bıkıp usandı.
Bunu yapmayı hiç sevmedim.
Ben onu yapmaktan hoşlanan tek kişiyim.
Tom bunu yapmayı sever.
Bunu yapmaktan hoşlandığını bilmiyordum.
Bunu yapmaktan hoşlanmayacağını biliyordum.
- Yapacak başka bir şey bulmaya git.
- Git yapacak başka bir şey bul kendine.
Gelecek dersin saat kaçta?
Benim hobim müzik.
Tom'un onu yapmaktan hoşlanmayacağını düşünüyordum.
Tom'un bunu yapmak isteyeceğini biliyordum.
Mary'ye bunu yapmasını durdurmasını öneren kişi Tom'dur.
Tom ve Mary bunu yapmaktan hoşlanıyor gibi görünüyor.
İlk dersime geç kalmak istemiyorum.
Bunu yapmaktan zevk alacağımı sanmıyorum.
Birinci Almanca dersine hoş geldiniz.
Derse geç kalacağım.
Yarın size ders veremeyeceğim.
Bugün bir Fransızca ders alacağız.
Tom'un onu yapmayı sevdiğini sanmıyorum.
Onu yapmayı bıraktım.
Onu yapmayı bırakacağım.
Tom bunu yapmayı sevdi.
Tom bana bunu yapmayı sevdiğini söyledi.
Tom'un bunu yapmayı sevmeyeceğini biliyordum.
Bunu yapmayı sevdiğimi söylemedim.
Tom bunu yapmayı bırakmamı söyledi.
Notlar alma yerine bütün dersi orayı burayı karalayarak geçirdim.
Çeviri neredeyse birçok insanını düşünebileceği kadar kolay değildir.
Bizim birinci Almanca dersimize hoş geldiniz.
Ofiste bir pozisyon için başvurdum.
Bizim ilk Fransızca dersimize hoş geldiniz.
Yarın yoga dersim var.
Onu yapmanın bir anlamı yok.
O, haftada bir kez piyano dersi alır.
Tom bunu yapmayı çok seviyor.
Bunu yapmayı her zaman sevdim.
Yapman için bir şeyim var.
- Tom onu yapmaktan hoşlandığını düşünüyorum.
- Bence Tom bunu yapmayı seviyor.
Son dersin ne zaman bitiyor?
O Yunanca öğrenmeye çalıştı ama kısa sürede usandı ve vazgeçti.
İsterim ama bu gece gerekli bir kursum var.
Bunu yapmaktan hoşlanmıyorum.
Bunu yapmaktan usanıyorum.
Yaptığımdan zevk alıyorum.
Dersin kaçta başlıyor?
Bunu yapmayı gerçekten sevmiyorum.
Yapacak bir şey bulacağımızdan eminim.
Tom'un onu yapmayı sevdiğini biliyorum.
Tom bunu yapmayı sevmediğini söyledi.
O bunu yapmayı sevmez.
Zamanının çoğunu hangi etkinliği yaparak geçirirsin?