Examples of using "долгий" in a sentence and their turkish translations:
Hayat uzun, uzun bir yoldur.
O uzun bir yol kat etti.
Aşağıya kadar uzun bir yol var.
Gidecek uzun bir yolum var.
Bu halat tırmanmak için oldukça uzun.
Biz uzun bir yol geldik.
Uzun bir yol kat ettin.
O uzun bir uçuştu.
Uzun bir yol geldik.
Uzun bir dinlenmeyi hak ediyorsun.
Gidecek uzun bir yolum var.
Hayat uzun bir yoldur.
Gidecek uzun bir yolumuz kaldı.
Hâlâ gidecek uzun bir yol var.
On yıl uzun bir zamandır.
Uzun bir soğuk hava dönemi geçirdik.
Onunla uzun bir konuşmam oldu.
Buradan kasabaya uzun bir yol gibi görünüyor.
Tom'un hala gidilecek uzun bir yolu var.
düşük kaliteli uyku olabilir.
Uzun bir sıcak hava dönemi geçirdik.
Seni görmek için çok uzun yoldan geldim.
Onlarla uzun bir konuşma yaptım.
Onunla uzun bir konuşma yaptım.
Tom Mary ile uzun bir konuşma yaptı.
- Gidecek uzun bir yolumuz var.
- Önümüzde uzun bir yol var.
- Bu, köye giden uzun bir yoldur.
- Köye çok yol var.
Uzun bir uykuya ihtiyacım var.
Tom bizi görmek için uzun bir yol katetti.
Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun.
Tom ve benim o konuda uzun bir tartışmamız oldu.
Anneyi bekleyen uzun karanlık, dayanıklılığını ve kabiliyetini sınayacak.
On yıl uzun bir zamandır.
Bugün uzun bir gün olacak gibi görünüyor.
Bu gece Tom'la uzun bir sohbetim oldu.
Sadece üç santimseniz epey uzun bir mesafe.
Eti uzun süre korumak istiyorsanız onu dondurun.
Şirketimiz kurulduğundan beri uzun bir yol katetti.
Tom ve ben Mary'yi beklerken uzun bir konuşma yaptık.
Tom Mary'ye John'la uzun bir konuşma yaptığını söyledi.
Bak, uzun bir gün geçirdim ve şu anda yatağa gitmek istiyorum.
Çok uzun bir gün geçirdim.
Hâlâ gitmek için uzun bir yolumuz var.
Uzun, susuz ve sıcak bir mevsimin sonuna gelinmiş. Gündüz sıcaklıkları 40 dereceyi aşıyor.
Uzun bir gün geçirdiniz.
Tom'la uzun bir sohbetim oldu.
Yorgunum. Uzun bir gündü.
İvanov iyi Türkçe konuşuyor, ama daha kırk fırın ekmek yemesi lazım.
Tom'la uzun bir görüşme yaptım.