Examples of using "бриллиантовое" in a sentence and their turkish translations:
Tom Mary'ye elmas bir yüzük verdi.
Tom, Mary'ye elmas bir kolye satın aldı.
O elmas yüzük, bir servete mal oldu.
Bu elmas yüzük bir servete mal oluyor.
O, onu ona elmas bir yüzük alması için ikna etti.
Mary Tom'u ona pahalı bir elmas yüzük almaya ikna etti.
Tom odadan ayrılmadan önce Mary'nin elmas kolyesini aldı.
Tom Mary'ye bir elmas yüzük vermemeliydi.
Tom Mary'nin parmağına elmas bir yüzük taktı.
Tom'un sağlam delili yoktu, fakat o, annesinin elmas yüzüğünü çalan kişinin Mary olduğunu düşünüyordu.