Examples of using "Начальник" in a sentence and their turkish translations:
Tom senin amirin.
Patron seni arıyordu.
Patronun nerede?
Burada patron sensin.
Şef nerede?
Sen patron musun?
Tom patrondur.
- Patron sensin.
- Sen öyle diyorsan öyledir.
Ben bir patronum.
Patronum bir aptal.
Tom'un patronu Kanadalı.
Ben artık senin patronunum.
Patron seni kovmayacak.
Ben şimdi senin patronunum.
Tom patronum değil.
Tom gerçekten senin patronun mu?
Patronu tarafından öldürülecek.
- O benim patronum.
- O benim patronumdur.
Tom senin patronun.
Tom yeni patrondur.
Tom kötü bir patrondur.
Tom artık patron.
Ben patron değilim.
Patronum evlidir.
Tom'un patronuyum.
Tom, Mary'nin patronudur.
Ben yeni patronum.
Patron Tom'u kovdu.
- Patronunum.
- Patronunuzum.
Hala senin patronunum.
Ben patronum.
Patronum çok otoriterdi.
Patronum raporu yeniden yazmamı söyledi.
Tom artık benim patronum değil.
- Patron sensin biliyorum.
- Patronun sen olduğunu biliyorum.
O kendi patronudur.
O kendi patronudur.
Kendimin patronuyum.
Patron çıkmak üzere!
Bizim patron planımızı onayladı.
Patron suçlayacak birini arıyor.
Tom kendi patronu.
Tom benim bölüm'ün başkanı.
Bu bizim yeni patronumuz.
Patron, Tom'u kovmayı düşünüyor.
- Sen Tom'un patronusun, değil mi?
- Tom senin patronun, değil mi?
Tom benim yeni patronum.
- Yönetici kapıda durdu.
- Müdür kapının önünde duruyordu.
Tom benim eski patronum.
O bizim bölümün patronudur.
Hâlâ patron benim.
Patron acil olduğunu söyledi!
Patronunu seviyor musun?
Ben iyi bir patron olduğumu düşünüyorum.
Tom'un yeni bir patronu var.
Bugün patronun keyfi yerinde mi?
Patronum bugün erken gitmeme izin verdi.
- Sanki sen şefmişsin gibi konuşuyorsun.
- Sanki patronmuşsun gibi konuşuyorsun.
Sen benim patronumsun.
Tom senin patronun.
Sen patron musun?
Tom'un Mary'nin patronu olduğunu biliyor muydunuz?
Patronum önerisini geri çevirdi.
Patronumuz önerimizi geri çevirdi.
Patron kovulduğumuzu söyledi.
- Benim patronum bugün çok neşeli.
- Patronum bugün çok neşeli.
Patronun istediği bu.
Tom Jackson bölümümüzün başkanıdır.
Benim patron istifa etmesi için zorlandı.
- Burada hala ben patronum.
- Buranın patronu hala benim.
Artık benim patronum değilsin.
Patron bana bir hafta izin verdi.
Tom'un patronu çok iş istiyor.
Patronum çok katıydı.
- Patron bunu henüz bilmiyor.
- Şef bunu hâlâ bilmiyor.
Sonuçta, o senin patronun.
Bu adam benim direkt patronumdur.
- Gerek yoktu be reis!
- Onu yapman gerekmiyordu, şef.
- Onu yapmana gerek yoktu, şef.
Patronum köle gibi çalıştıran bir amir.
Tom'un patronu çok talepkâr.
Ben kendimin patronuydum.
Onun patronu çok talepkar.
Tom'un patronun olduğunu bilmiyordum.
Tom'un Mary'nin patronu olduğunu bilmiyor muydun?
Tom'un Mary'nin patronu olduğunu bilmiyordum.
Patronum beni akşam yemeğine davet etti.
Yeni şef sensin, değil mi?
Patronum bana fazla mesai yaptırdı.
Patron orada mı?
Benden çok daha genç bir patronum var.
Tom iyi bir patron.
Tom benim patronum.
Şef görevleri kendi insanları arasında dağıttı.