Examples of using "Короче" in a sentence and their turkish translations:
yani kısacası böcek ilacı
Günler daha kısa oluyor.
Kışın, günler daha kısadır.
Günler kısaldı.
Kısacası, yaşam kısadır.
yani kısacası oldukça fazla
Hangi yolun en kısa olduğunu merak ediyorum.
Uzun bir hikayeyi kısalttığı için, kovuldu.
Kısacası, bilmiyorum.
- Kameri ay takvim ayından kısadır.
- Kameri ay takvim ayından daha kısadır.
Sadede gelelim, biz evlendik.
kısacası biz 90 lılar olarak birazcık böyle şanslıymışız
Aslında kısacası Da Vinci şunu diyordu
Günler kısalıyor.
Kısacası, o yanılıyordu.
Bu cümleyi biraz daha kısalt.
Kabanın kollarından biri diğerinden daha kısa.
O köprü bunun yarısı kadar uzundur.
Uzun lafın kısası, başaramadık.
yani kısacası tam bir sanat eseridir
yani kısacası depremin olması çok doğal bir şey
Kış yaklaşırken günler kısalır.
Kış aylarında günler kısalır ve hava daha erken kararır.
ağaçlardan anlamlı derecede kısadır,
uluslar arası kongreler düzenler. Kısacası çok önemli
Uzun lafın kısası: o kazandı ve ben kaybettim.
Uzun lafın kısası sadece ondan hoşlanmıyorum.
- Kış yaklaştıkça günler kısalıyor.
- Kış yaklaştıkça günler gitgide kısalıyor.
yani kısacası farklı özellikler saymakla bitmez
Kısaca anlatmak gerekirse, onun müzik yeteneği yok.
Sonbahar geldiği için günler kayda değer ölçüde daha kısa oluyor.
yani kısacası doğanın kendisinde bu virüs zaten mevcut
yani kısacası teknolojiyle uzaktan yakından herhangi bir alakamız yok
Bir sonraki seçimde formu doldurdum ve kabul edildim.
Kısacası, tüm çabalarımız boşa gitti.
Kısaca, ahlak sistemleri yalnızca duyguların işaret dilidir.
Kısacası, o şirket için çalışmanı istemiyorum.
Onun burnu biraz daha kısa olsaydı, o oldukça güzel olurdu.
Yani aslında kısacası erkek kendine hakim olması gerekirken suç kadına yükleniyor
Hikayeyi özetlersek, o, ilk aşkı ile evlendi.
Sonbaharda, günler daha kısaldığında ve geceler daha soğuduğunda, o, ilk ayazın yaprakları parlak sarı ve portakal ve kırmızıya dönüştürmesini izledi.