Translation of "Tiro" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Tiro" in a sentence and their turkish translations:

Tiro!

- Ateş!
- Ateş et!
- Vur!

Belo tiro!

Güzel atış!

- A gente ouviu um tiro.
- Nós ouvimos um tiro.

Bir silah sesi duydum.

- O meu amigo levou um tiro.
- A minha amiga levou um tiro.
- Minha amiga levou um tiro.
- Meu amigo levou um tiro.

Arkadaşım vuruldu.

Alguém levou um tiro?

Herhangi biri vuruldu mu?

Tom levou um tiro.

Tom vuruldu.

Você levou um tiro?

Vuruldun mu?

Ponho a luz e tiro.

Üzerine ışığı tutun ve çekin.

Você levou um tiro, Tom.

Sen vuruldun, Tom.

Pensei ter ouvido um tiro.

Ben silah atışı duyduğumu sandım.

Eu não tiro as mesas.

Ben senin tablolarını temizlemem.

Nunca vi um tiro assim.

- Hiç böyle bir atış görmedim.
- Hiç böyle bir şans görmemiştim.

Matamos centenas de faisões a tiro.

Biz yüzlerce sülün vurduk.

Tom levou um tiro no peito.

Tom göğsünden vuruldu.

Eu tiro um monte de fotos.

Çok fotoğraf çekerim.

Gandhi foi morto por um tiro.

Gandi vurularak öldü.

Tom pensou ter ouvido um tiro.

Tom bir silah sesi duyduğunu düşündü.

- Tom deu um tiro.
- Tom atirou.

Tom ateş etti.

- Eu tiro um cochilo quase todos os dias.
- Tiro um cochilo quase todos os dias.

Neredeyse her gün kestiririm.

A que horas você ouviu o tiro?

Saat kaçta silah atışı duydunuz?

Estávamos na sala quando ouvimos o tiro.

Biz silah atışı duyduğumuzda oturma odasındaydık.

Duas pessoas dizem ter ouvido um tiro.

İki kişi bir silah sesi duyduğunu söylüyorlar.

O policial deu um tiro de aviso.

Polis memuru bir uyarı atışı yaptı.

Eu tiro um cochilo quase todo dia.

Neredeyse her gün şekerleme yaparım.

Eu acidentalmente dei um tiro na perna.

Yanlışlıkla kendimi ayaktan vurdum.

- Marcas de tiro foram encontradas nas mãos de Tom.
- Encontraram marcas de tiro nas mãos de Tom.

Onlar Tom'un ellerinde barut izi buldu.

É a primeira vez que eu tiro folga.

Bu, şimdiye kadar ilk kez tatile çıkışım.

- O tiro de Tom errou o alvo por dois pés.
- O tiro de Tom errou o alvo por sessenta centímetros.

Tom'un atışı hedefi iki fitle ıskaladı.

Tom ouviu um tiro bem quando abria a porta.

Tom tam kapıyı açarken bir silah sesi duydu.

Tom levou um tiro na cabeça por um franco atirador.

Tom bir keskin nişancı tarafından başından vuruldu.

tiro o dinheiro de uma conta e ponho em outra.

Parayı bir taraftan al, başka bir tarafa sıkıştır.

É a primeira vez que eu tiro leite de uma vaca.

Şimdiye kadar ilk kez bir inek sağdım.

Na câmera que estou usando agora, tiro vídeos capturando 25 quadros por segundo

benim şu an kullandığım kamerada ben saniyede 25 kare görüntü alarak video çekiyorum

Eu não tenho certeza do que foi isso, mas soou como um tiro.

Onun ne olduğundan emin değilim ama bir silah atışına benziyordu.

Os guardas tiveram sorte, desta vez, o som de um tiro foi o suficiente para o assustar.

Görevliler şanslıydı, bu seferlik silah sesi onu korkutup kaçırmaya yetti.

Um dos caçadores levou um tiro e teve de ser levado para o hospital, onde agora está se recuperando rapidamente.

Avcılardan biri vuruldu ve hastaneye götürülmek zorunda kaldı ve şimdi hızlı bir iyileşme gösteriyor.