Examples of using "Possível" in a sentence and their turkish translations:
Bu mümkün.
Bu nasıl mümkün olabilir?
Bu mümkün değil.
O nasıl mümkün olabilir?
O mümkün değil.
Birlikte, her şey mümkün!
O mümkün değil.
O, oldukça mümkündür.
Her şey mümkündür.
Mümkün olmayacak.
Bu teorik olarak mümkün.
Bu kesinlikle mümkün.
Bu olanaklı mı?
Bu mümkün değildi.
Hayır, bu mümkün değil.
O imkansız.
Kesinlikle mümkündür.
- Mümkün olduğunu düşünüyorum.
- Onun mümkün olduğunu düşünüyorum.
- Bence o mümkün.
- Bunun mümkün olduğuna inanıyorum.
Bu mümkün değil.
- Mümkün olduğu kadar çabuk yanıtla!
- En kısa sürede cevapla!
- Mümkün olduğunca kısa sürede cevapla!
Bu nasıl olabilir?
Her şey mümkün görünüyordu.
Mümkün olduğunca uzaktan çalışın.
Mümkün olduğunca uzun süre bekledim.
Bu mümkün, değil mi?
Mümkün olduğu kadar kısa sürede geleceğim.
O mümkün değil.
Olabilir.
Bu mümkün olmayabilir.
Bu mümkün olmayacak.
- Ben elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- Elimden geleni yaparım.
Mümkün olduğunca kısa sürede gel.
farz edelim ki mümkün bence değil ama farz edelim ki mümkün
Mümkün olduğu kadar çabuk döneceğim.
Bu şimdi bile mümkün olmazdı.
Zamanda yolculuk mümkündür.
Eğer mümkünse seni görmek istiyorum.
olası büyüklük 7 ve üzeri
zaman yolculuğu mümkün!
Yetiştiremedi işleri
Mümkün olursa sana yardım edeceğim.
Mümkün olduğunca hızlı yürüyün.
Mümkünse, salı günü gel.
Tuzlu su içmek mümkün müdür?
Bu nasıl mümkün olabilir?
Mümkün olduğu kadar çabuk ol.
Çaba sarf etmeden hiçbir şey mümkün değildir.
Yapabileceğimizi yapacağız.
Bu mümkün olmayabilir.
Mümkün olduğunca hızlı koş.
Mümkün olduğu kadar erken gel.
O gelebilir.
Mümkün olduğunca hızlı git.
Diğer makul açıklamanın olmadığını anlıyorum.
Burada patates satın almak mümkün mü?
Bu tek olası açıklama.
- İlk fırsatta başlayacağız.
- Biran önce başlayacağız.
Tom bunun mümkün olduğunu düşünüyor.
Bu mümkün mü?
Zamanda yolculuk mümkündür.
Mümkün olduğu kadar kalacağız.
Bunun nasıl mümkün olduğunu insan merak ediyor.
Ödünç para almak mümkün mü?
Bu mümkün değil, değil mi?
Sanırım mümkün olabilir.
Onun seni anlaması mümkün değil.
Mümkün olduğunca erken başlamalısın.
Mümkün olduğu kadar çabuk başlamak zorundasın.
Eğer ki o kaçak satış olasaydı
bir böle program yapamıyor
kazmadan ulaşmadan böyle bir şey mümkün mü?
Peki zaman yolculuğu mümkün mü?
Mümkünse, balık tutmaya gitmek istiyorum.
Mümkünse, Pazartesi öğleden sonra gel.
Mümkünse, bir cevap almak isterim.
En kısa sürede buradan ayrılmalıyız.
Venüsü bu gece görmek mümkün mü?
Hatalı olman mümkün mü?
Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var.
Yardım etmek için elimizden geleni yaptık.
Tom mümkün olduğu kadar hızlı koştu.
Mümkün olduğunda Tom Mary'den kaçınır.
Bu doğru olabilir.
Neyin mümkün olduğunu göreceğim.
Bir insan elinden geleni yapmalıdır.
Çalışma her şeyi mümkün yapar.
Eğer mümkünse, bir açıklama istiyorum.
Bunun mümkün olup olmadığını bilmiyorum.
Bu gerçekten doğru mu?
Onun mümkün olduğunu düşünüyorum.
Buradan Londra'yı arayabilir miyim?
Onlar mümkün olduğu kadar çok sayıda insan yakalardı.