Examples of using "Parque" in a sentence and their turkish translations:
Park nerede?
Ben parka gideceğim.
Parka gidiyorum.
Parkta oynardık.
Ben parkta oynuyorum.
O, parkta yürüyor.
Parka gittim.
Ben parktayım.
Biz parkta yürüyüşe gidiyoruz.
Tom parkta oynuyor.
Bill sık sık parka gider.
Onu parkta bulduk.
Parkta beyzbol oynama.
Ben onu parkta gördüm.
Parkta yürüyüş yaptım.
Tom parkta bir yürüyüş yaptı.
Parkta bir yürüyüş yaptık.
Parkta koştuk.
Bu parkta oynardım.
Parkta kimse yoktu.
Park kalabalıktı.
Onlar parkta çıplak koştu.
Park boştu.
Peki ya parklar?
Parkta bir yürüyüş yapalım.
Tom parka gitti.
Tom parkta.
- Parka giderim.
- Parka gidiyorum.
Parkta bir yürüyüşe çıkın.
Ben bu parkı seviyorum.
Park tenhaydı.
Biz parkta yürüdük.
Tom parkta yürüdü.
Parktaydık.
Parkta insanlar var.
Ben o parkta çalardım.
Parkta yürüyüş yapıyoruz.
Parkta heykeller var.
Parkta Tom'u gördün mü?
Onlar parkta oynuyor olabilirler.
Bir parkın yakınında mı yaşıyorsun?
Onlar parkta her öğleden sonra top oynarlar.
Parkı ziyaret etmedin mi?
- Parkta birçok ağaç var mı?
- Parkta çok ağaç var mı?
Burada büyük bir park vardı.
Parkta çok insan var.
Orada bir park da var.
Kim parka gitmek istiyor?
Dün parka gittim.
Parkta bir sürü insan vardı.
Park neredeyse boştu.
Parkta ne oldu?
Parka yürüyorum.
Parkta büyük bir kalabalık vardı.
Parkta oynamak eğlenceliydi.
Biz parkta bankta oturduk.
Ben parka gitmek istiyorum.
Parkta Tom'a rastladım.
Bugün parka gitmiyor muyuz?
Tom tek başına parka gitti.
Park bugün açık mı?
- Ben bir parkta yürüyüş yapıyorum.
- Parkta yürüyüş yapıyorum.
Bu parkta birçok kuş vardır.
Tom park yakınında yaşıyor.
Tom çocuklarını parka götürdü.
Tom ve Mary parka giderler.
Benim evim parka yakındır.
Ona tesadüfen parkta rastladık.
Bize parkta ne olduğunu anlat.
Biz parkta bir banka oturduk.
Çok sayıda çocuk parkta oynuyorlardı.
Üç çocuk parkta oynuyordu.
Pazar olduğundan park kalabalıktı.
Çocuklar parkta oynuyorlardı.
Dün Mary ile parka gittim.
Bu park bana çocukluğumu hatırlatıyor.
- Fotoğraflar çekmek için parka gittik.
- Fotoğraf çekmek için parka gittik.
Dün seni parkta gördüm.
Geceleri parkta yürüme!
Dün beni parka götürdü.
Tom parkta Mary'yi bekliyor.
Park insanlarla doluydu.
Yumi tenis oynamak için parka gitti.
Sabahleyin, parkta yazarım.
Kitabevi parkın yakınında.
Park çocuklarla doludur.
Tom parka gitmek istemedi.
Bir parka yakın yaşardım.
Beyzbol oynamak için parka gittik.
O, her gün parkta koşar.
Bugün parkta birçok insan vardı.