Examples of using "Oportunidades" in a sentence and their turkish translations:
Tabii fırsatlar da.
...bize gösteriyorlar.
Tom'un bir sürü fırsatları vardı.
Ben bazı fırsatları elde ettim.
Fırsatların geçip gitmesine izin vermeyin.
Almanca konuşmak için çok az fırsatımız var.
iletişim fırsatlarını sınırlamak için,
Ama şehirde... ...ihtimaller sonsuz.
Bunun bir fırsat olduğunu da öğrenmişler.
Yüzmek için fazla fırsatım yok.
Artık... şüphe kalmadı. Karanlık, fırsat yaratır.
Bunu yapmak için birçok fırsatım yok.
O her fırsatta not aldı.
İngilizceyi pratik yapmak için her fırsatı kullandı.
İş olanakları için İngilizce öğrenmek istiyorum.
Ortada bunca av olması başka jaguarları da buraya çekiyor.
Asla sahip olmadığım fırsatlara sahip olmanı istiyorum.
Harika, önümüzde bir sürü hayatta kalma fırsatı olacak