Examples of using "Morar" in a sentence and their turkish translations:
Ben yalnız yaşamayı tercih ederim.
Ben kırsal alanda yaşamayı şehirde yaşamaya tercih ederim.
Burada yaşayalım.
Burada yaşamak istiyorum.
Avustralya'da yaşamak istiyorum.
Ben Brezilya'da yaşamak istiyorum.
Almanya'da yaşamak istiyor musun?
Gelmeni ve benimle yaşamanı istiyorum.
Bu kentte yaşamayı planlıyorum.
Burada yaşamayı seviyor musun?
Yalnız başıma yaşamak istiyordum.
Boston'da yaşamayı tercih ederim.
Tom nerede yaşamak istiyordu?
Nerede yaşayacaksın?
Burada yaşamak istiyoruz.
Yalnız yaşamaktan nefret ediyorum.
Nerede yaşamak istersin?
Ben şehirde yaşamayı planlıyorum.
Tom nerede yaşayacak?
Tom bizimle birlikte yaşayacak.
Bir kentte yaşamak istiyorum.
Tom kendi başına yaşamak istiyor.
Atina'da yaşamak istiyorum.
- Yalnız yaşamaya alışkınım.
- Tek başıma yaşamaya alışığım.
Gitmek ve Boston'da yaşamak istiyorum.
Sen artık burada yaşayamazsın.
Artık seninle yaşamak istemiyorum.
Burada yaşamış olmayı dilemez misin?
Tek başıma yaşamak için çok gencim.
Tek başıma yaşamaya başladım.
Büyük bir şehirde yaşamak istiyorum.
Boston'da yaşamak istemiyorum.
Burada yaşamayı sevmiyorum.
Yaşayacak bir yer buldum.
Avrupa'da yaşamak istiyorum.
Çin'de yaşamak istiyorum.
Burada yaşamayacağım.
Burada yaşamak istemiyorum.
Seninle yaşamak istiyorum.
Antartika'da yaşamak istiyorum.
Burada yaşamaya nasıl katlanabilirsin?
Tek başıma yaşamak istemiyorum.
Bu ülkede yaşamak hoşuma gidiyor.
Burada yaşamak zorundasın.
Boston'da yaşamak ister misin?
Tom kırsalda yaşamak istiyor.
Gelmelisin ve benimle yaşamalısın.
Tom tek başına yaşamak istemiyor.
Boston'da yaşamak hoşuma gitti.
Boston'da yaşamak istedim.
Kalacak bir yerim var zaten.
Onların yaşayacak hiç evi yok.
Orada yaşardım.
İstasyona çok yakın yaşamak elverişlidir.
İyi bir evde yaşamak istiyorum.
İstasyona yakın yaşamak istiyorum.
Kırsalda yalnız yaşamayı tercih ederim.
Kimse ülkemde yaşamak istemedi.
Hiç kimse ülkemde yaşamak istemiyor.
- Boston'da yaşamayı gerçekten ister misin?
- Gerçekten Boston'da yaşamak ister misin?
Tom yalnız yaşamayı sevmiyor.
Tom bir apartmanda yaşamak istemiyor.
Artık burada yaşamak istemiyorum.
Orada yaşamak istemezdim.
Yaşayacak bir yer buldum.
Her zaman bir konakta yaşamak istedim.
Ben her zaman bu semtte yaşamak istedim.
Ben burada yaşamaya alışmaya başlıyorum.
Okyanusun yakınında yaşardım.
Boston'da yaşamamaya karar verdim.
İtalya'da yaşamak isterim.
Tom kentte yaşamak istemez.
New York'ta yaşamak istiyorum.
Daha iyi bir mahallede yaşamak istiyorum.
O, büyükannesiyle yaşamaya gitti.
Tom Boston'da yaşamayı sevecek.
Tom Boston'da yaşamak istiyor.
Tom, Boston'da yaşamak istemiyordu.
Tom Boston'da yaşamak istemiyor.
Tom Mary'nin nerede yaşamak istediğini biliyordu.
Boston'da yaşamak istemedim.
Tek başıma yaşamaya alışığım.
Tom tek başına yaşayamayacak kadar çok genç.
Tekrar anne ve babamın yanına taşındım.
Tom'un burada yaşamayı sevdiğini biliyorum.
Tom şehir merkezinde yaşamaktan hoşlanmıyor.
ve kesinlikle ama kesinlikle kimse orda yaşam kuramayacak
Senin evine yakın yaşamak istiyorum.
Kobe banliyölerinde yaşamak istiyorum.
- Artık bu evde yaşayamam.
- Yaşayamam bu evde artık.
- Bu evde artık yaşayamam.
Ailemle birlikte geri taşındım.
Tom Boston'da yaşadığını söyledi.
Tom gerçekten Boston'da hiç yaşamak istemedi.
Yaşamak için bir ev arıyorlar.
Nerede yaşamayı planladığını bilmek istiyorum.
- Boston'da yaşamaya alıştın mı?
- Boston'da yaşamaya alıştınız mı?
Tom'la yaşamak kolay değil.