Translation of "Morar" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Morar" in a sentence and their turkish translations:

- Eu prefiro morar sozinho.
- Eu prefiro morar sozinha.

Ben yalnız yaşamayı tercih ederim.

- Eu prefiro morar no campo do que morar numa cidade.
- Eu prefiro morar no campo a morar na cidade.

Ben kırsal alanda yaşamayı şehirde yaşamaya tercih ederim.

Vamos morar aqui.

Burada yaşayalım.

Quero morar aqui.

Burada yaşamak istiyorum.

- Quero morar na Austrália.
- Eu quero morar na Austrália.

Avustralya'da yaşamak istiyorum.

- Eu quero morar no Brasil.
- Quero morar no Brasil.

Ben Brezilya'da yaşamak istiyorum.

- Você quer morar na Alemanha?
- Vocês querem morar na Alemanha?

Almanya'da yaşamak istiyor musun?

- Quero que venha morar comigo.
- Quero que venham morar comigo.

Gelmeni ve benimle yaşamanı istiyorum.

- Tenho planos de morar na cidade.
- Planejo morar na cidade.

Bu kentte yaşamayı planlıyorum.

- Você gosta de morar aqui?
- Vocês gostam de morar aqui?

Burada yaşamayı seviyor musun?

Eu queria morar sozinho.

Yalnız başıma yaşamak istiyordum.

Prefiro morar em Boston.

Boston'da yaşamayı tercih ederim.

Onde Tom queria morar?

Tom nerede yaşamak istiyordu?

Onde você vai morar?

Nerede yaşayacaksın?

Nós queremos morar aqui.

Burada yaşamak istiyoruz.

Eu odeio morar sozinho.

Yalnız yaşamaktan nefret ediyorum.

Onde você quer morar?

Nerede yaşamak istersin?

Planejo morar na cidade.

Ben şehirde yaşamayı planlıyorum.

Onde Tom irá morar?

Tom nerede yaşayacak?

Tom irá morar conosco.

Tom bizimle birlikte yaşayacak.

Quero morar numa cidade.

Bir kentte yaşamak istiyorum.

Tom quer morar sozinho.

Tom kendi başına yaşamak istiyor.

Quero morar em Athenas.

Atina'da yaşamak istiyorum.

- Estou acostumado a morar sozinho.
- Eu estou acostumado a morar sozinho.

- Yalnız yaşamaya alışkınım.
- Tek başıma yaşamaya alışığım.

- Eu quero ir morar em Boston.
- Quero ir morar em Boston.

Gitmek ve Boston'da yaşamak istiyorum.

- Você não pode mais morar aqui.
- Vocês não podem mais morar aqui.
- Tu não podes mais morar aqui.

Sen artık burada yaşayamazsın.

- Não quero mais morar com você.
- Não quero mais morar com vocês.

Artık seninle yaşamak istemiyorum.

- Vocês não gostariam de morar aqui?
- Você não gostaria de morar aqui?

Burada yaşamış olmayı dilemez misin?

- Sou jovem demais para morar sozinho.
- Sou jovem demais para morar sozinha.

Tek başıma yaşamak için çok gencim.

Eu comecei a morar sozinho.

Tek başıma yaşamaya başladım.

Quero morar numa cidade grande.

Büyük bir şehirde yaşamak istiyorum.

Não quero morar em Boston.

Boston'da yaşamak istemiyorum.

Não gosto de morar aqui.

Burada yaşamayı sevmiyorum.

Encontrei um lugar para morar.

Yaşayacak bir yer buldum.

Gostaria de morar na Europa.

Avrupa'da yaşamak istiyorum.

Gostaria de morar na China.

Çin'de yaşamak istiyorum.

Eu não vou morar aqui.

Burada yaşamayacağım.

Eu não quero morar aqui.

Burada yaşamak istemiyorum.

Eu quero morar com você.

Seninle yaşamak istiyorum.

Eu quero morar na Antártida.

Antartika'da yaşamak istiyorum.

Como você consegue morar aqui?

Burada yaşamaya nasıl katlanabilirsin?

Eu não quero morar sozinho.

Tek başıma yaşamak istemiyorum.

Gosto de morar neste país.

Bu ülkede yaşamak hoşuma gidiyor.

Você tem de morar aqui.

Burada yaşamak zorundasın.

Você quer morar em Boston?

Boston'da yaşamak ister misin?

Tom quer morar no campo.

Tom kırsalda yaşamak istiyor.

Você deveria vir morar comigo.

Gelmelisin ve benimle yaşamalısın.

Tom não quer morar sozinho.

Tom tek başına yaşamak istemiyor.

Gosto de morar em Boston.

Boston'da yaşamak hoşuma gitti.

Eu queria morar em Boston.

Boston'da yaşamak istedim.

- Eu já consegui um lugar para morar.
- Já consegui um lugar para morar.

Kalacak bir yerim var zaten.

- Eles não têm uma casa onde morar.
- Elas não têm uma casa onde morar.

Onların yaşayacak hiç evi yok.

- Eu morava lá.
- Eu morava aí.
- Eu costumava morar lá.
- Eu costumava morar aí.

Orada yaşardım.

- É prático morar bem perto da estação.
- É conveniente morar bem perto da estação.

İstasyona çok yakın yaşamak elverişlidir.

Gostaria de morar numa casa decente.

İyi bir evde yaşamak istiyorum.

Eu quero morar perto da estação.

İstasyona yakın yaşamak istiyorum.

Eu prefiro morar sozinho no campo.

Kırsalda yalnız yaşamayı tercih ederim.

Ninguém queria morar no meu país.

Kimse ülkemde yaşamak istemedi.

Ninguém quer morar no meu país.

Hiç kimse ülkemde yaşamak istemiyor.

Você quer mesmo morar em Boston?

- Boston'da yaşamayı gerçekten ister misin?
- Gerçekten Boston'da yaşamak ister misin?

Tom não gosta de morar sozinho.

Tom yalnız yaşamayı sevmiyor.

Tom não quer morar em apartamento.

Tom bir apartmanda yaşamak istemiyor.

Eu não quero mais morar aqui.

Artık burada yaşamak istemiyorum.

Eu não gostaria de morar ali.

Orada yaşamak istemezdim.

Eu encontrei um lugar para morar.

Yaşayacak bir yer buldum.

Eu sempre quis morar numa mansão.

Her zaman bir konakta yaşamak istedim.

Eu sempre quis morar nesse bairro.

Ben her zaman bu semtte yaşamak istedim.

Estou me acostumando a morar aqui.

Ben burada yaşamaya alışmaya başlıyorum.

Eu costumava morar perto do oceano.

Okyanusun yakınında yaşardım.

Eu decidi não morar em Boston.

Boston'da yaşamamaya karar verdim.

Eu gostaria de morar na Itália.

İtalya'da yaşamak isterim.

Tom não quer morar na cidade.

Tom kentte yaşamak istemez.

Gostaria de morar em Nova York.

New York'ta yaşamak istiyorum.

Gostaria de morar num bairro melhor.

Daha iyi bir mahallede yaşamak istiyorum.

Ela foi morar com a avó.

O, büyükannesiyle yaşamaya gitti.

Tom irá adorar morar em Boston.

Tom Boston'da yaşamayı sevecek.

O Tom quer morar em Boston.

Tom Boston'da yaşamak istiyor.

Tom não queria morar em Boston.

Tom, Boston'da yaşamak istemiyordu.

Tom não quer morar em Boston.

Tom Boston'da yaşamak istemiyor.

Tom sabia onde Maria queria morar.

Tom Mary'nin nerede yaşamak istediğini biliyordu.

Eu não queria morar em Boston.

Boston'da yaşamak istemedim.

Eu estou acostumado a morar sozinho.

Tek başıma yaşamaya alışığım.

- Tom é novo demais para ir morar sozinho.
- Tom é novo demais para morar sozinho.

Tom tek başına yaşayamayacak kadar çok genç.

- Eu voltei a morar com meus pais.
- Eu voltei a morar com os meus pais.

Tekrar anne ve babamın yanına taşındım.

- Eu sei que o Tom ama morar aqui.
- Sei que o Tom ama morar aqui.

Tom'un burada yaşamayı sevdiğini biliyorum.

- Tom não gosta de morar no centro da cidade.
- Tom não gosta de morar no centro.

Tom şehir merkezinde yaşamaktan hoşlanmıyor.

E absolutamente, absolutamente ninguém pode morar

ve kesinlikle ama kesinlikle kimse orda yaşam kuramayacak

Gostaria de morar perto de sua casa.

Senin evine yakın yaşamak istiyorum.

Gostaria de morar nos subúrbios de Kobe.

Kobe banliyölerinde yaşamak istiyorum.

Eu não posso mais morar nessa casa.

- Artık bu evde yaşayamam.
- Yaşayamam bu evde artık.
- Bu evde artık yaşayamam.

Eu voltei a morar com meus pais.

Ailemle birlikte geri taşındım.

Tom disse que costumava morar em Boston.

Tom Boston'da yaşadığını söyledi.

Tom nunca quis realmente morar em Boston.

Tom gerçekten Boston'da hiç yaşamak istemedi.

Eles estão procurando uma casa para morar.

Yaşamak için bir ev arıyorlar.

Eu quero saber onde você pretende morar.

Nerede yaşamayı planladığını bilmek istiyorum.

Você se acostumou a morar em Boston?

- Boston'da yaşamaya alıştın mı?
- Boston'da yaşamaya alıştınız mı?

Morar com o Tom não é fácil.

Tom'la yaşamak kolay değil.