Translation of "Honra" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Honra" in a sentence and their turkish translations:

É uma honra.

Bu bir onur.

Um código de honra.

bağlı adamlar seçtiler .

Ele perdeu sua honra.

Onurunu kaybetti.

- Seria uma honra trabalhar contigo.
- Seria uma honra trabalhar com você.

Sizinle çalışmak bir onur olacaktır.

É uma medalha de honra.

- Bu bir onur rozeti.
- Bu bir şeref madalyası.

E foram enterrados repletos de honra.

ve tam onurlarla gömüldü.

É uma grande honra conhecê-lo.

Onunla tanışmak büyük bir onur.

É uma honra conhecê-la, senhorita.

Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi.

É uma grande honra conhecê-la.

Onunla tanışmış olmak büyük bir onur.

O código de honra era importante.

Ahlak kuralları önemliydi.

É uma honra enorme conhecê-la.

Sizinle tanışmak büyük bir onurdur.

E da honra que recebeis de mim.

ve benden aldığın onur.

É uma grande honra te conhecer finalmente.

Sonunda sizinle tanışmak büyük bir onur.

Ele valoriza a honra acima de qualquer coisa.

O, onura her şeyden daha çok değer verir.

Tenho a honra de trabalhar com o Tom.

Tom'la çalışmaktan onur duyuyorum.

É uma grande honra poder estar com você.

Sizinle tanışabilmek büyük bir onur.

Que honra fazer parte de sua foto de perfil!

Profil fotoğrafınıza dahil edilmek ne büyük bir onur!

Podem optar por eles em vez de pela vossa honra?

Onları şerefinize tercih eder misiniz?

Um imenso monumento foi erguido em honra ao célebre filósofo.

Büyük filozofun şerefine muazzam bir anıt dikildi.

Bem-vinda, princesa. É uma honra tê-la conosco novamente.

Hoş geldin prenses. Tekrar bizimle olman bir onurdur.

Fadil estava determinado a restaurar a honra de sua irmã.

Fadıl, kız kardeşinin onurunu yeniden inşa etmeye kararlıydı.

Que pareciam preocupar-se mais com a honra e a reputação

kendi adlarını ve şereflerini önemsiyor gibi görünen

É uma honra. EX-MINISTRO DA DEFESA - EX-MEMBRO DO MLN

Şeref duydum. ESKİ SAVUNMA BAKANI ESKİ ULUSAL KURTULUŞ HAREKETİ ÜYESİ

Uma honra não apenas para ele, mas para todos os mecedônios.

sadece kendisi için değil tüm Makedonlar için bir onur.

Uma reunião de despedida foi realizada em honra ao Sr. Jones.

Bir veda toplantısı, Bay Jones'un şerefinde düzenlendi.

"Para a vossa família, a honra é mais importante do que vocês

Ailen kendi şerefini senden daha fazla önemsiyor.

A que devo a inesperada honra de te encontrar aqui na minha casa?

Sizi evimde burada bulmanın beklenmedik onurunu neye borçluyum?

O Czar russo, Nicholas II, sente-se obrigado por honra a defender a Sérvia, outra nação Eslava,

Rus Çarı, II. Nicholas, kardeş bir Slav devleti olan Sırbistan'ı korumayı bir onur meselesi olarak gördü ve

Durante a Idade Média, a honra era fundamental à vida de um homem livre e de um cristão.

Orta Çağ'da onur, özgür insanların ve de Hristiyanların hayatının temelini oluşturuyordu.