Examples of using "Frente" in a sentence and their turkish translations:
Kenara çekil!
Ön tarafı izle.
İleri!
Öğretmen ve ben karşı karşıya oturduk.
Tamam, devam edelim!
Dosdoğru bakın.
Önüne bak.
Onun için git.
- İki âşık çay içerek yüz yüze oturdular.
- İki âşık yüz yüze oturdular,çay içtiler.
Ön kapıyı kullanın.
Pekâlâ, hareket edelim!
Hadi ileri gidelim.
Gözüme gözükme.
İleriye bakmaya çalış.
Bir adım öne çık.
Devam et, onu aç.
Devam edeceğim.
Şimdi ileri git.
Televizyonun karşısında uyudum.
Ben fırının önündeyim.
Bir dinozorla yüz yüze gelmek eğlenceli bir deneyimdi.
Ön kapıyı kilitledim.
Yolumdan çekil dedim.
Şimdi biraz ilerleyelim
TV'nin önünden çekil!
O benim önümde durdu.
Benim ön dişim düştü.
Öne doğru eğildi.
Devam et ve onu söyle.
O, öne doğru bir adım attı.
Tom sadece Mary'nin önüne oturdu.
Bear'ı önümüzde görüyorum.
Zorla öne geçmeye çalışıyor.
ekranında herkes karşısında
Şapkanızı önünüze alın
O, önümde oturdu.
Mağazanın önünde Tom'la karşılaştım.
O, yarışta önde gidiyor.
Tom ön kapıdan içeri girdi.
Önde oturmak istemiyor musun, Tom?
Hâlâ yapacak çok işin var.
Tom ön kapıyı açtı.
Tom ön kapıyı çaldı.
Ön koltuktaydım.
Bunun için gitmeni söyleyecektim.
Tom'u gözümün önünden alın.
Benim önümde konuşabilirsin.
Biz okulun önünde buluştuk.
Devam et.
Tom binanın önünde park etti.
Devam et, vur beni.
Beni evin önünde bekle.
Tiyatronun önünde buluşalım.
- Batı Cephesinde yeni bir şey yok.
- Batı Cephesi'nde yeni bir şey yok.
O, tam önümde oturdu.
Tom aynanın önünde uyguladı.
Herkesin önünde beni öptü.
Birdenbire önümüzde üç köpek çıktı.
- Evim denize bakıyor.
- Evim full deniz manzaralı.
Evimin önünde bir kitabevi var.
Tom'un önünde ağlamak istemiyordum.
İleriyi göremiyorum!
Ya zorlayacağız ve bunu yapacağız
Kendinizi adayacak ve kendinizden emin bir şekilde sürekli ileri gideceksiniz.
Gelecek yüzyılı sabırsızlıkla bekleyelim.
Okul iki kilometre ilerde.
Bizim takımımız beş puan ilerdedir.
Çiçekçi parkın karşısında.
Evin önünde bir bahçe vardır.
İstasyonun önünde bir banka vardır.
İstasyonun önünde bir çeşme vardır.
Otelin önünde bir banka var.
O zamanının ötesindeydi.
O, yüzünü denize doğru döndü.
- Devam et.
- Devam edin!
O olay onun tam önünde oldu.
O, ön kapıyı dikkatlice kapattı.
Kadın kütüphanenin önünde duruyor.
Tom, Mary'nin önünde durdu.
Gitmeye devam edelim.
Ben ilk gidiyorum!
Araba evin önünde durdu.
Bu araba bankanın önünde durdu.
Tam Tom'un önündeydim.
Spor salonu ev mağazasının karşısında.
Tom'un önünde konuşabiliriz.
Engellere rağmen ilerlemeye devam ettik.
Önümüzde bir kale gördük.
Aynanın önünde durdu.
Tom bizi istasyonun önünde indirdi.
Tom kapının önünde duruyor.
Alfabeyi tersten oku.
Onun önünde böyle parlak bir geleceği vardı.
Evimin önünde bir park var.
Araba garajın önünde.
Kilisenin önünde bir araba var.