Examples of using "Deixei" in a sentence and their turkish translations:
Sizi rahatsız ettim, değil mi?
Ben onu kilitlemeden bıraktım.
Ülkeden ayrıldım.
- Sigara içmeyi bıraktım.
- Sigara içmekten vazgeçtim.
Bir mesaj bıraktım.
Ben zaten bir mesaj bıraktım.
Radyoyu açık bıraktım.
Seni sevmekten hiç vazgeçmedim.
Saatimi evde bıraktım.
Ben kedinin içeri girmesine izin verdim.
Tom'un kazanmasına izin verdim.
Pencereyi açık bıraktım.
Kahve içmeyi bıraktım.
Her şeyi orada bıraktım.
Ben onlara birkaç mesaj bıraktım.
Onun için bir mesaj bıraktım.
Tom'un beni öpmesine izin verdim.
Cüzdanımı arabada unuttum.
Anahtarı resepsiyon masasında bıraktım.
Cüzdanımı evde bıraktım.
Ayakkabımı okulda bıraktım.
Saatimi evde bıraktım.
Hangi tarafta olduğumu belirledim.
Şapkamı bir uçakta bıraktım.
Kapıyı açık bıraktım.
Tom'u havaalanında bıraktım.
Tom'u bekletmedim.
Onu havalimanında bıraktım.
Size bir not bıraktım.
Kimsenin bunu yapmasına izin vermedim.
Tom'un beni öpmesine izin verdim.
Kediyi evin dışına bıraktım.
Saatimi evde bıraktım.
Gözlüğümü evde bıraktım.
Lenslerimden birini düşürdüm
Evrak çantamı otobüste bıraktım.
Onu nereye koyduğumu hatırlamıyorum.
Çantamı geride bıraktım.
Pasaportumu bir yerde bıraktım.
Ben kartımı evde bıraktım.
Akşam yemeğinizi fırında bıraktım.
Odada bir şey unuttum.
Kapıyı açık bırakmadım.
Tom'a üç mesaj bıraktım.
Çantamı burada bıraktım.
Sana bir çift mesaj bıraktım.
Anahtarlarımı burada mı bıraktım?
Ben kediyi evin dışında bıraktım.
Anahtarları nerede bıraktığımı bilmiyorum.
Her şeyi odamda bıraktım.
Kapıyı açık bırakmadım.
Geride ne bıraktım?
Arabayı garajda bıraktım.
Ben bir yıl önce sigara içmekten vazgeçtim.
Şarj cihazımı evde bıraktım.
Onun eve erken gitmesine izin vermedim.
Arabamı nereye bıraktığımı hatırlamıyorum.
Bu yüzden Boston'ı terk ettim.
Sadece ağzımı kapalı tuttum.
Hesap makinemi masamda bıraktım.
Gitarımı ofisinde bıraktım.
Ceketimi sınıfta bıraktım.
Tom'un öğleye kadar uyumasına izin verdim.
Anahtarımı odamda bıraktım.
Geçen yaz sakal bıraktım.
Arabada ihtiyacım olan bazı şeyler bıraktım.
Geride bıraktığım neydi?
Maalesef, ev ödevimi evde bıraktım.
Neredeyse şemsiyemi trende unutuyordum.
Şemsiyemi trende bıraktım.
Henüz başka birinin bunu görmesine izin vermedim.
Kredi kartımı evde bıraktım.
Şemsiyemi evde bıraktım.
Şemsiyemi otobüste bıraktım.
Vazoyu düşürüp onu kırdım.
Son zamanlarda sigara içmeyi bıraktım.
Yeni eldivenlerimi kütüphanede bıraktım.
Ben kapıyı açık bıraktım.
Kendi başıma olmak istediğim için firmayı bıraktım.
Şemsiyemi gördün mü? Onu burada dururken bıraktım.
Sözlüğümü alt katta bırakmışım.
Sanırım anahtarlarımı mutfak masasında bıraktım.
Kız kardeşime yeni bilgisayarımı kullanmasına izin verdim.
Japonya'dan ayrılalı on yıl oldu.
Kendimi müziğe kaptırdım.
Anahtarlarımı nereye bıraktığım hakkında bir fikrim yok.
Kadını kızdırdım.
Şemsiyemi nereye koyduğumu hatırlamıyorum.
Yönetici dışarıdaydı, bu yüzden onun sekreterine bir mesaj bıraktım.
Onun partiye gitmesine izin verdim.
Ev ödevini bitirdikten sonra Tom'un biraz TV izlemesine izin verdim.
Oh hayır! Dikkat etmiyordum ve cep telefonumu restoranda bıraktım.
Sandvicimi düşürdüm.
- Anahtarlarımı masanın üstüne bıraktım. Onları bana getirir misin?
- Anahtarlarımı masanın üzerinde bıraktım, onları bana getirebilir misin?
Artık gözlük takmıyorum.
Ben asla muhtaçı olan bir arkadaşıma sırtımı dönmem.
George Washington ABD'nin ilk başkanıydı ve ben 2009 yılında Sao Paulo'dan ayrıldım.
Çekmecede 30 avro bulursan, çok banknotum olduğundandır ve onları sana bıraktım.