Examples of using "Coloquei" in a sentence and their turkish translations:
Bir tuzak kurdum.
Onu geri koydum.
Ben onu çekmeceye koydum.
Onu nereye koyduğunu unuttum.
Ben hediyeleri tavan arasına koydum.
Anahtarlarımı nereye koydum?
Senin doğum gününü takvimime koydum.
Onu masana koydum.
Anahtarları nereye koydum?
Alıcıyı kulağıma taktım.
Oltaya yem taktım.
Ceketimi nereye koydum?
O kutuyu nereye koydum?
Ben çekici nereye koydum?
Ben senin adını kepe koydum.
Paramı bir cüzdana koydum.
Parayı kasaya koydum.
Gözlüğümü nereye koydum?
Kahveme krema koyarım.
Gazeteleri koltuğun yakınına koydum.
Onu odana koydum.
Ayakkabılarımı yatağın altına koydum.
Kitabı masaya koydum.
Şapkamı nereye koyduğumu unuttum.
Üşüdüğüm için paltomu giydim.
Yazı tahtasını görmek için gözlüklerimi taktım.
Kaderimi senin güzel ellerine bırakıyorum.
Masamı pencerenin yanına koydum.
Tom'un adını listeye koydum.
Pasaportumu nereye koyduğumu hatırlamıyorum.
Gözlüklerimi nereye koyduğumu hatırlamıyorum.
Benim kahveme biraz krema koydum.
Gazeteyi katladım ve evrak çantama koydum.
Ayakkabımı çıkarıp yatağın altına koydum.
Adımı kağıda yazdım.
Onu odana koydum.
Gözlüklerimi nereye koyduğumu hatırlamıyorum.
Kır evinin arkasında güzel bir ağacın altında bir masa kurdum.
Tüm enerjimi sorun üzerinde yoğunlaştırdım.
Birkaç dakika önce buraya koyduğum kitaba ne oldu?
Kahveme biraz süt koydum.