Examples of using "óleo" in a sentence and their turkish translations:
Bu şeyin içi yağla dolu.
Bu ısıtıcı petrolle çalışır.
Tom yağı değiştirdi.
Yağı değiştirmeliydim.
O, çok miktarda un ve yağ satın aldı.
5 litre yağ olmuş 40 lira olmuş
Yağ ve suyu karıştıramazsın.
Yağı suyla karıştıramazsın.
Bir varilde kaç litre benzin vardır?
Bana sirke ve yağ getirin lütfen.
Tom garajda yağını değiştiriyor.
Yağ ve suyu karıştıramazsın.
O 5 litre yağ 40 lira olmaz
İki gram petrol için dünyayı yakanlar
Su ve yağ karışmaz.
Su ve yağ birbirine karışmaz.
Çoğu kişi yağla yemek pişirmek yerine tereyağıyla yemek pişirmeyi tercih eder.
Yağ seviyesini kontrol etmeyi düşündünüz mü?
- Yağın sıcaklığı 165 dereceye kadar çıktı.
- Yağın sıcaklığı 165 santigrat dereceye yükseldi.
Her 3000 milde yağı değiştirmeye gerek yok.
Ve yağ bir anda çözünür ve suya karışır.
Sülfürik asit bir zamanlar kezzap yağı olarak bilinirdi.
Su ve yağ iki farklı tipteki akışkandırlar.
Ama biz yapmadığımız için o 5 litre yağ 400 lira da olur maalesef
Kanuni Sultan Süleyman Macaristan'ı fethettikten sonra oradaki bir kiliseden iki tane dev kandil getirmişti
Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır.