Translation of "óleo" in Turkish

0.045 sec.

Examples of using "óleo" in a sentence and their turkish translations:

Esta casca tem muito óleo.

Bu şeyin içi yağla dolu.

Esse aquecedor funciona com óleo.

Bu ısıtıcı petrolle çalışır.

O Tom trocou o óleo.

Tom yağı değiştirdi.

Eu deveria ter trocado o óleo.

Yağı değiştirmeliydim.

- Ele comprou um monte de farinha e de óleo.
- Ele comprou muita farinha e óleo.

O, çok miktarda un ve yağ satın aldı.

5 litros de óleo eram 40 liras

5 litre yağ olmuş 40 lira olmuş

Não se podem misturar água e óleo.

Yağ ve suyu karıştıramazsın.

Não se pode misturar óleo com água.

Yağı suyla karıştıramazsın.

Quantos litros de óleo há no barril?

Bir varilde kaç litre benzin vardır?

Traga-me vinagre e óleo, por favor.

Bana sirke ve yağ getirin lütfen.

Tom está na garagem trocando o óleo.

Tom garajda yağını değiştiriyor.

Não dá para misturar óleo e água.

Yağ ve suyu karıştıramazsın.

5 litros de óleo não serão 40 libras

O 5 litre yağ 40 lira olmaz

Queimando o mundo por dois gramas de óleo

İki gram petrol için dünyayı yakanlar

A água e o óleo não se misturam.

Su ve yağ karışmaz.

O óleo e a água não se misturam.

Su ve yağ birbirine karışmaz.

- Muitas pessoas preferem cozinhar com gordura em vez de óleo.
- Muitas pessoas preferem cozinhar com banha em vez de óleo.

Çoğu kişi yağla yemek pişirmek yerine tereyağıyla yemek pişirmeyi tercih eder.

Você já pensou em checar o nível do óleo?

Yağ seviyesini kontrol etmeyi düşündünüz mü?

A temperatura do óleo subiu para 165 graus Celsius.

- Yağın sıcaklığı 165 dereceye kadar çıktı.
- Yağın sıcaklığı 165 santigrat dereceye yükseldi.

Não precisa trocar o óleo a cada três mil milhas.

Her 3000 milde yağı değiştirmeye gerek yok.

E de repente esse óleo gorduroso se dissolve na água.

Ve yağ bir anda çözünür ve suya karışır.

Outrora o ácido sulfúrico era conhecido como "óleo de vitríolo".

Sülfürik asit bir zamanlar kezzap yağı olarak bilinirdi.

A água e o óleo são dois líquidos de tipos diferentes.

Su ve yağ iki farklı tipteki akışkandırlar.

Mas como não fizemos isso, 5 litros de óleo serão 400 liras, infelizmente.

Ama biz yapmadığımız için o 5 litre yağ 400 lira da olur maalesef

Depois que Suleiman, o Magnífico conquistou a Hungria, ele trouxe duas lâmpadas de óleo gigantes de uma igreja lá.

Kanuni Sultan Süleyman Macaristan'ı fethettikten sonra oradaki bir kiliseden iki tane dev kandil getirmişti

Ser-se amado é ser-se consumido. Amar é dar iluminação com um óleo inesgotável. Ser-se amado é deixar de existir, amar é tolerar.

Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır.