Examples of using "Najbardziej" in a sentence and their turkish translations:
Ben ençok elmaları severim.
En çok matematiği severim.
En çok İlkbaharı severim.
En çok yaz mevsimini seviyorum.
Ve sarılarak uyumayı tercih ediyorum.
En çok üzerinde çalıştığı şey,
En çok hangi sporu seversin?
Onu mutlaka dene.
Her ne şekilde olursa olsun onu yap.
En çok neyi özlüyorsun?
Bu, çetenin en hünerli avcısı.
Dünya'nın en doğal olmayan yerleri.
Pazartesi benim en yoğun günümdür.
Tom en çok onu seviyor.
birincisi en yoğun ilgilerinizi belirlemek
En sevdiğin Beatle hangisidir?
En çok hangi Avrupa kentini beğeniyorsun?
Toxopneustes pileolus, dünyanın en zehirli denizkestanesi.
Dünya'nın en açık düzlüklerinde de...
...Dünya'nın en büyülü gecelerine sahne oluyor. DÜNYA'DA GECE
Ay'ın en karanlık evresine denk gelir.
Özellikle balıkçılar bir eklem gibi iki kabuğu bir arada tutan organları
Onun romanları arasında, en çok bunu severim.
Mevsimlerden en çok ilkbaharı severim.
En çok hangi uygulamaları seversin?
Bütün sporların içinde en çok tenisi severim.
Yırtıcılar, avlarını alt etmenin karmaşık yollarını bulmak için evrimleşmek durumunda.
Dünya'nın en sürprizlerle dolu gecesine hoş geldiniz. DÜNYA'DA GECE
Bu, duyduğum en saçma fikirdir.
O, çoğu insanın en fazla tapındığı paradır.
O, tanıdığım en tembel insandır.
Bana en çok ihtiyacı olduğu zaman Tom'u yüzüstü bıraktım.
Avengers: Endgame, bütün zamanların en yüksek hasılatını yapan film oldu.
O, İspanya'nın en ünlü yazarlarından biridir.
Jack sınıftaki en zeki çocuktur.
Kırmızı şarap eşliğinde yemek için en sevdiğin yemek nedir?
bu küçük ölüm tuzağından daha korkunç yılan az bulunur.
Dünya'nın biyoçeşitliliği en zengin çölü bu katkı sayesinde burasıdır.
Hepsinin içinde en çok Mary kaymayı sever.
Bu şimdiye kadar duyduğum en çılgınca şey.
Gitarlarından en çok hangisini çalmaktan hoşlanıyorsun?
Fransızca öğrenme hakkında en çok neyden hoşlanıyorsun?
Kız kardeşimin en sevdiği Soseki'dir.
Bu, bugüne kadar duyduğum en aptalca şey.
Bu duyduğum en heyecan verici hikayeydi.
Bu, onun şimdiye kadar okuduğu en ilginç kitaptı.
Yediğim en unutulmaz yemekti o.
Çünkü kendimi o ana kadar ki en içler acısı halde buldum.
Singapur şu anda dünyanın vahşi yaşama en dost şehirlerinden biri.
Polis, çocuklarla elinden geldiğince samimi bir şekilde konuştu.
Tom tanıdığın en yoğun adamlardan biri.
Kızamık bildiğimiz en bulaşıcı hastalıklardan biridir.
Bize yardım etmenin en iyi yolu kendi dilinizde katkıda bulunmaktır.
Çocuklarınızla izlemek için en sevdiğiniz film türü nedir?
O gördüğüm kadınlara karşı en saygısız tutuma sahip.
Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.
Katil balinalar, okyanuslardaki en zeki ve sosyal yaratıklar arasındadır.
Bu sıradışı Venedik şehri. Bugün Dünya'nın en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden birisi,
Bir Çin şirketi New York'taki en ünlü otellerden birini satın aldı.
Bu süre zarfında... ...hayvanlar âlemindeki en karmaşık görme yetisini geliştirdi.
Friedland muharebesi Napolyon'un kariyerindeki en kati zaferlerinden birisidir
Ve Tilsit'de en çok kaybeden de Prusya'ydı
Burası, Dünya'nın en kalabalık yerlerinden biri. Nüfusu, 20 milyon.
Emily okulda en parlak kızdır.
En çılgın bilim kurgularımızdan bile çok daha fazlası. Her şeyin başladığı o günü hatırlıyorum.
Telefon hattını keserek iletişimi yeterince sekteye uğratmış olduk. En dramatik tarafı da birkaç polis memurunun bizimle gelmesiydi.