Translation of "Lubisz" in Turkish

0.023 sec.

Examples of using "Lubisz" in a sentence and their turkish translations:

- Lubisz wycieczki?
- Lubisz podróże?

Gezileri sever misin?

Co lubisz? Czego nie lubisz?

Ne seversin? Ne sevmezsin?

- Lubisz śpiewać?
- Czy lubisz śpiewać?

Şarkı söylemeyi sever misin?

Lubisz słonie.

Sen filleri seversin.

Lubisz filmy?

Filmleri sever misiniz?

Lubisz sport?

- Spor sever misiniz?
- Spor sever misin?

Lubisz angielski?

İngilizceyi sever misiniz?

Lubisz podróżować?

Seyahat etmekten hoşlanır mısınız.

Lubisz soki?

Meyve suyu sever misin?

Lubisz jabłka?

Elma sever misiniz?

Lubisz śnieg?

Kar sever misin?

Lubisz tańczyć?

Dans etmeyi sever misin?

Co lubisz?

Ne seversin?

Lubisz mnie?

Beni beğeniyor musun?

Lubisz biegać?

Koşmayı sever misin?

Lubisz burze?

Gök gürültülü fırtınaları sever misin?

Lubisz kawę?

Kahveden hoşlanır mısın?

Lubisz czekoladę?

Çikolata sever misin?

Lubisz ją?

Onu seviyor musun?

Lubisz bejsbol?

Beyzbol sever misiniz?

Lubisz kręgle?

Bowling sever misiniz?

Lubisz gotować?

- Yemek pişirmeyi sever misiniz?
- Aşçılığı sever misin?

Lubisz pizzę?

Pizza sever misiniz?

Lubisz ciasto?

Pasta sever misiniz?

Lubisz szkołę?

Okulu seviyor musun?

- Czy lubisz francuskie wino?
- Czy lubisz francuskie wina?

Fransız şaraplarını sever misiniz?

Czy lubisz ryby?

Balık sever misiniz?

Lubisz deszcz, prawda?

- Yağmuru seviyorsun, değil mi?
- Yağmurdan hoşlanıyorsun, değil mi?

Czy lubisz śpiewać?

Şarkı söylemeyi sever misin?

Jakie sporty lubisz?

Hangi sporları seviyorsun?

Lubisz takie życie?

Böyle yaşamak hoşuna gidiyor mu?

Lubisz sałatkę owocową?

Meyve salatası sever misin?

Lubisz piwo świerkowe?

Ladin bira sever misin?

Lubisz chińską kuchnię?

Çin mutfağını sever misin?

Czy lubisz niespodzianki?

Sürprizleri sever misin?

Lubisz angielski, prawda?

İngilizceyi seviyorsun, değil mi?

Co lubisz robić?

Ne yapmayı seversin?

Nie lubisz kotów?

Kedileri sevmiyor musunuz?

Lubisz herbatę rumiankową?

Papatya çayını beğeniyor musun?

Dlaczego to lubisz?

Neden onu seviyorsun?

Czy lubisz pisać?

Yazmayı sever misiniz?

Lubisz kolejki górskie?

Lunapark hızlı trenini sever misin?

Lubisz oglądać sport?

Spor izlemeyi sever misin?

Lubisz zegarki, prawda?

Saatleri seversin, değil mi?

Lubisz bułgarski cyrk?

Bulgar sirkini beğeniyor musun?

Lubisz hokeja, prawda?

Hokeyi seviyorsun, değil mi?

Lubisz swoje imię?

- Adını seviyor musun?
- İsminden memnun musun?

- Czy lubisz lody karmelowe?
- Czy lubisz lody o smaku karmelowym?

Karamel aromalı dondurmayı sever misin?

Jaką dyscyplinę sportu lubisz?

Hoşlandığın spor hangisidir?

Jaki sport najbardziej lubisz?

En çok hangi sporu seversin?

Dlaczego lubisz coś takiego?

Neden öyle bir şeyi seviyorsun?

Czy lubisz to miasto?

Bu şehri beğeniyor musun?

Jaki rodzaj filmów lubisz?

Ne tür filmlerden hoşlanırsın?

Wiem, niezbyt mnie lubisz.

Beni çok sevmediğini biliyorum.

Jak bardzo lubisz Tom'a?

Tom'u ne kadar seviyorsun?

Który rower bardziej lubisz?

Hangi bisikleti daha çok seviyorsun?

Wiem, że lubisz kawę.

Kahveyi sevdiğini biliyorum.

Czy lubisz muzykę Mozarta?

Mozart'ın müziğini sever misin?

Lubisz chodzić do szkoły?

Okula gitmeyi sever misin?

Czy lubisz historie przygodowe?

Macera hikayelerini sever misin?

Lubisz czytać powieści, prawda?

Sen roman okumaktan keyif alıyorsun, değil mi?

Ty nie lubisz muzykę.

Müziği sevmiyorsun.

Lubisz jabłka czy pomarańcze?

Elmaları mı yoksa portakalları mı seversiniz?

Czy lubisz kuchnię turecką?

- Türk mutfağını sever misin?
- Türk mutfağını sever misiniz?

Czy lubisz czytać Tatoebę?

Tatoeba'yı okumayı sever misin?

- Lubisz surfing?
- Lubicie surfing?

Sörf sever misiniz?

- Lubisz truskawki?
- Lubicie truskawki?

Çilekleri sever misin?

- Czemu już mnie nie lubisz?
- Jakim cudem już mnie nie lubisz?

Nasıl oldu da benden artık hoşlanmıyorsun?

- Nie wiem, czemu go nie lubisz.
- Nie wiem dlaczego go nie lubisz.

Ondan niçin hoşlanmadığını bilmiyorum.

- Kupiłem więcej tych muffinów, które lubisz.
- Kupiłam więcej tych muffinów, które lubisz.

Hoşlandığın şu keklerden biraz daha aldım.

- Czy lubi pan białą czekoladę?
- Lubisz białą czekoladę?
- Czy lubisz białą czekoladę?

Beyaz çikolata sever misin?

Czy lubisz grać w siatkówkę?

Voleybol oynamaktan hoşlanır mısın?

"Lubisz węże?" "Oczywiście, że nie."

“Yılanlardan hoşlanır mısın?” “Tabii ki hayır.”

Czy ty też mnie lubisz?

- Sen de benden hoşlanır mısın?
- Sen de benden hoşlanıyor musun?

Lubisz przeglądać się w lustrze?

Aynada kendine bakmaktan hoşlanır mısın?

- Lubisz tenis?
- Lubią państwo tenis?

Tenisi seviyor musun?

Zapomniałem, że nie lubisz marchewek.

Senin havuç sevmediğini unuttum.

Wiem jak bardzo lubisz Toma.

Tom'u ne kadar çok sevdiğini biliyorum.

Wiem, że nie lubisz Toma.

- Tom'u sevmediğini biliyorum.
- Tom'dan hoşlanmadığını biliyorum.
- Tom'u sevmediğinden haberim var.

Czy lubisz grać w golfa?

Golf oynamayı sever misin?

Cieszę się, że ją lubisz.

Ondan hoşlandığına memnun oldum.

Kogo z bitlesów lubisz najbardziej?

En sevdiğin Beatle hangisidir?

Które europejskie miasto najbardziej lubisz?

En çok hangi Avrupa kentini beğeniyorsun?

Czy lubisz swoje nowe mieszkanie?

Yeni daireni beğeniyor musun?

Czy lubisz swój nowy dom?

Yeni evini beğeniyor musun?

Co lubisz bardziej, angielski czy muzykę?

Hangisini daha çok seversin, İngilizceyi mi yoksa müziği mi?

- Lubisz czarne koty?
- Lubicie czarne koty?

- Kara kedileri sever misin?
- Siyah kedileri sever misin?

Odniosłem wrażenie, że mnie nie lubisz.

Benden hoşlanmadığın izlenimini edindim.

Mam nadzieję, że lubisz to miejsce.

Umarım bu yeri seversin.

Myślałem, że mówisz, że lubisz golfa.

Golften hoşlandığını söylediğini sandım.

Czy Tom wie, że lubisz Mary?

Senin Mary'yi sevdiğini Tom biliyor mu?

Przyjmuję, że nadal lubisz pić piwo.

Sanırım hâlâ bira içmekten hoşlanıyorsun.