Examples of using "Martwić" in a sentence and their turkish translations:
Endişelenmeyi bırak.
Seni endişelendirmek istemiyorum.
Biz gerçekten endişeleniyorduk.
Onun için endişe etmeyeceğim.
Her neyse, üzülmek zorunda değilsin.
Öyle büyük ekonomik sıkıntım da yok.
Neden bu kadar endişeleniyorsun?
- Hakkında endişelenecek bir şey yok.
- Hakkında kaygılanacak hiçbir şey yok.
Tom hakkında çok endişeli olmalısın.
Böyle ufak tefek şeylere üzülmene gerek yok.
Tom çok fazla endişelenmemeye çalışıyor.
Onun hakkında endişelenmene gerek olduğunu sanmıyorum.
Tom Mary hakkında endişelenmekten kendini alamadı.
Bir şey hakkında endişeli görünüyor.
Benimle ilgilenmene ihtiyacım yok.