Examples of using "Śmierć" in a sentence and their turkish translations:
O, kesin ölüm demektir!
yaşam ve ölüm gibi.
Çok fazla su değirmenciyi boğdu.
- O, ölüm cezasına çarptırıldı.
- Ölüme mahkum edildi.
O ölen babasının intikamını aldı.
Donarak ölebiliriz.
Ben ölmeye hazırım.
İnanç istihbaratın ölümüdür.
Neredeyse donarak ölüyorduk.
Ölüm beni korkutmaz.
Cannon'a göre lanetli ölümler
Şair ölümü uykuya benzetti.
Köpek donarak öldü.
- Ölüme çare yok.
- Ölümün ilacı yok.
- Dan ölmeyi hak etmedi.
- Dan ölmeye layık değildi.
Tom kendi ölümünü önceden haber verdi.
ve kalple ilgili ölümler gibi.
hayatın ölümden daha iyi olduğu,
Bana ya özgürlük verin ya da ölüm verin!
Birçok şairler uyku ile ölümü eşit tutarlar.
Tom muhtemelen ölüme mahkûm edilecek.
Hayatı öldürmeden ölümü nasıl yeniyorsunuz?
Tom Mary'nin ölümü için hâlâ seni suçluyor.
Tom karısının ölümü için seni suçluyor.
Tom bir golf sopasıyla ölesiye dövüldü.
Birinin onun ölümünden sorumlu tutulması gerekiyor.
Katildi çünkü onları ölümüne bunaltacaktı.
Son nefesini paslanmış bir ayı kapanında verdi.
Kırık kalpler mecazi olarak da kelimenin tam anlamıyla da ölümcül.
Biz onun ani ölümünden oldukça sarsıldık.
Onun ölümü firmamız için büyük bir kayıptı.
Ölüm herkesin sonuncu bitirmek için çalıştığı bir yarış gibidir.
Ölüm hücresindeki birçok mahkum ölmek istediklerini söylüyorlar.
Tom metrodaki birisi tarafından öldüresiye bıçaklandı.
Evet, bir yıldırım çarpması sonucu can kaybı riski de %97 daha az.
Ölüm bütün sorunları çözer. Hiç insan yok, hiç sorun yok.
kayanın halatı bir anda koparması. O zaman bu bir ölüm düşüşü olur!
halatın aniden kopması. O zaman bu bir ölüm düşüşü olur!
Ölüm sadece bir ufuktur ve bir ufuk bizim görüş limitimiz hariç hiçbir şeydir.
Hayat yaz çiçekleri kadar güzel ve ölüm sonbahar yaprakları kadar güzel olsun.