Examples of using "Swojego" in a sentence and their turkish translations:
Anahtarımı arıyorum.
Sen anahtarını arıyorsun.
Sesimden nefret ediyorum.
Ceketime ihtiyacım var.
Babanı dinle.
Komşumdan nefret ediyorum.
O, kocasını sevmiyordu.
İçimizdeki tembel hayvanı kucaklayalım mı,
Onlar köpeklerine Lucky adını verdiler.
O ölen babasının intikamını aldı.
O, babasını tanımıyor.
Onlar hedeflerine ulaşmadı.
Babasının tavsiyesini görmezden geldi.
O, oğluna James adını verdi.
Onlar oğullarına John adını verdiler.
Dedesini çok sever.
- Kocasından nefret etti.
- Kocasından nefret ediyordu.
O, dün amcasını ziyaret etti.
O, erkek arkadaşına mesaj attı.
Biletinizi unutmayın.
Tom komşusunu mahkemeye verdi.
Kongre üyeni yaz.
Tom, iPod'unu dinliyor.
O, köpeğine Popeye adını verdi.
O, kocasından hoşlanmadı.
Köpeğini ne ile beslersin?
Kardeşini bekle.
Odana git.
O çocuk babasına benziyor.
Köpek öğretmenini tanıyordu.
Kocası hakkında sürekli şikâyet ediyor.
O, erkek kardeşinin omuza vurdu.
O, planını uygulayamazdı.
Yemeğime tuz ekliyorum.
Cüzdanımı arıyorum. Onu gördün mü?
Mary, erkek arkadaşını başından attı.
Tom kendi isminden nefret ediyordu.
Tom telefonunun çaldığını duydu.
O bana hayat hikayesini anlattı.
Doğum günü partisini sabırsızlıkla bekliyor.
Beni liderinize götürün.
O, planını gerçekleştiremedi.
O, dükkânda amcası ile karşılaştı.
Oy vererek temsilcini seçersin.
Öğrenciler öğretmenlerine itaat etmedi.
O, çevresine uyum sağladı.
Tom'a numaranı verme.
Onlara numaranı verme.
Ona numaranı verme.
Ona numaranı verme.
Tom oteline geri gitti.
Tom, avukatına telefon etti.
Carol oteline döndü.
Neden odanı temizlemedin?
Odasını henüz temizlemedi.
Mike köpeğine Spike adını verdi.
Görünüşünden memnun musun?
Tom odasına geri döndü.
Mary kocasını sevmiyor.
- Tom, memleketine geri döndü.
- Tom memleketine geri döndü.
Atını çite bağlıyordu.
O, oğlu için bir model uçak yaptı.
Patronunu duymuyormuş gibi yaptı.
Amcasına hitaben bir mektup gönderdi.
O, kendi hayatı pahasına onu kurtardı.
Tom arabasının kaputuna oturdu.
Sadece odana git.
Tom şifresini hatırlayamadı.
Vaktimin çoğunu Boston'da geçiriyorum.
O, babasıyla gurur duyabilir.
Tom taslak defterinden bir yaprak yırttı.
Küçük kız oyuncak ayısına sarıldı.
Tom ofisinin kapısını açtı.
Neden benim kendime ait bir odam yok?
Volkswagen'ini satıp bir Mercedes satın aldı.
O, ABD vatandaşlığından çıkmak istedi.
Tom genellikle babasının arabasını kullanır.
Babanın sana yardım etmesini rica et.
Köylüler yabancıyı düşmanları olarak göz önüne aldı.
Tom Mary'yi evine davet etti.
O, erkek kardeşini kurtarmak için kan verdi.
Hayatımı burada geçirmek istemiyorum.
ve kendi döneminin tartışmasız en iyi kemancısı oldu.
Bob amcasının evine uğradı.
Çocuk ölü hayvan için bir mezar kazdı.
Kendi hayatı riske atarak arkadaşını kurtardı.
Kocasının sağlığı için çok endişeliydi.
Biri bana kocanı terk ettiğini söyledi.
Beni yoğun programına sıkıştırabilir misin?
Tom doktorunun ilacını değiştirmesini istedi.
Öyle zannediyorum ki avukatımı aramam gerekiyor.
Onu programına koymayı unutma.
Bilgisayarımı almak için yüz dolar ödemek zorunda kaldım.
Niçin odana gitmiyorsun, Tom?
Bir daha babasını hiç görmedi.
Tom Mary'ye gerçek adını söylemedi.
Joe zamanının çoğunu spora harcar.