Translation of "Oraz" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Oraz" in a sentence and their turkish translations:

oraz czas.

ve bol bol zaman.

oraz pokonać wroga.

güdülerine dayanan refleksleriniz.

oraz anatomii krokodylowatych,

sonrasında yaşayan en yakın akrabalarını,

oraz zaawansowaną matematyką

Standart ve İleri Matematik dersi alan

Oraz leniwce dwupalczaste.

Bir de iki parmaklı tembel hayvanlar var.

oraz jakieś źródła pożywienia.

ve kıyı boyunca yiyecek kaynakları da karşıma çıkabilir.

oraz życie i śmierć.

yaşam ve ölüm gibi.

oraz mięsożerne i roślinożerne gady.

etçil veyahut otçul sürüngenler --

Osoby wyspane oraz pozbawione snu.

Uyku grubu ve uyku yoksunu grubu.

oraz chroni ten wrażliwy ekosystem.

ve bu kırılgan ekosistemi koruyor.

Bo mikrofale oraz fale radarowe

çünk mikrodalgalar veya radar

Czas wyjawia prawdę oraz kłamstwo.

Zaman yalanın yanı sıra gerçeği de ortaya koyar.

oraz 4 miliony ton dwutlenku siarki.

ve 4 milyon ton sülfür dioksit salındı.

oraz 20 milionów ton dwutlenku siarki.

ve sülfür dioksit salınımı 20 milyon ton.

oraz gotują wodę w identyczny sposób.

ve su kaynatma şekilleri tamamen aynı.

Ofiarom powodzi dostarczaliśmy pożywienie oraz odzież.

Sel kurbanlarına yiyecek ve giyecek sağladık.

Ale także na pragnienia, marzenia oraz aspiracje.

aynı zamanda arzulara -- evet, arzulara -- hayallere ve tutkulara da cevap verir.

oraz tych, którzy muszą żyć z jej konsekwencjami.

ve sonuçlarıyla yaşayan insanların hikayeleri.

oraz fakt, że stoję tu dzisiaj przed wami,

ve bugün burada sizlerle konuşuyor olmak--

Benjamin Franklin był amerykańskim mężem stanu oraz wynalazcą.

Benjamin Franklin, Amerikalı bir devlet adamı ve mucitti.

Wysokoczuła kamera ukazuje samicę niedźwiedzia polarnego oraz dwa niedźwiadki...

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bir anne kutup ayısı ile iki yavrusunu tespit ediyor.

oraz osób z całego świata dotkniętych tą straszliwą chorobą.

ve dünyanın her yerindeki bu hastalıktan etkilenen insanlardan.

Nieustraszeni myśliwi, podstępne drapieżniki oraz jadowici zabójcy powalczą o koronę.

Korkunç avcılar, pusu kuran yırtıcılar ve zehirli katiller taç için yarışacak.

Bombardują Hartlepool, Whitby i Scarborough oraz zabijają ponad stu cywili.

Hartlepool,whitby ve Scarborough kentlerini topa tutup 100 den fazla sivil öldürürür

Nie mogę zaoferować nic ponad krew, znój, łzy oraz pot.

Kan, çaba, gözyaşı ve terden başka verebilecek hiçbir şeyim yok.

Słownictwo koreańskie składa się z trzech grup: wyrazów rodzimych, sinokoreańskich oraz zapożyczonych.

Korece kelime hazinesi üç bileşenden oluşur, yerli sözcükler, Çince-Korece sözcükler ve ödünç sözcükler.

Nigdy nie doświadczamy życia intensywniej niż podczas wielkiej miłości oraz głębokiego smutku.

Yaşamlarımızı büyük sevgiden ve derin kederden daha yoğun bir şekilde yaşamayız.

Ale tutaj nawet dalecy krewni oraz zupełnie obcy piją i kąpią się pod gwiazdami.

Fakat burada, uzak akrabalarla birbirine tamamen yabancı olanlar yıldızların altında su içip yıkanıyor.

Tylko dwie rzeczy są nieskończone: wszechświat oraz ludzka głupota, choć nie jestem pewien co do tej pierwszej.

Sadece iki şey sonsuzdur, evren ve insanoğlunun aptallığı, ve ben ilkinden emin değilim.

- Tom postawił na stole szarlotkę i dzbanek z kawą.
- Tom postawił jabłecznik oraz dzbanek kawy na stole.

Tom elmalı tartı ve kahve demliğini masaya koydu.

Wszystkie istoty ludzkie rodzą się wolne i równe w godności i prawach. Są one obdarzone rozumem i sumieniem oraz powinny postępować w stosunku do siebie wzajemnie w duchu braterstwa.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve kardeşlik ruhu içinde birbirlerine karşı hareket etmelidirler.