Translation of "우리" in Turkish

0.022 sec.

Examples of using "우리" in a sentence and their turkish translations:

우리 모두가요.

hepimiz,

우리 자신이죠.

Biz.

우리 아이들

Çocuklarımız,

우리 사회가요.

topluluklarımız.

우리 모두요.

Hepimiz.

우리는 우리 자신에게

Bu yüzden kendimize sormalıyız,

우리 영혼을 구하소서

Ruhlarımızı kurtarın.

우리 가족은 자라서

Ailem bir erkek çocuk istemişti,

우리 미래의 전부입니다.

Ama geleceğimizin ise yüzde 100'ü onlar.

우리 얘기로 돌아가서,

Hikâyemize dönecek olursak;

우리 모두는 싫어합니다.

Hepimiz nefret ediyoruz.

우리 생존가들에겐 다행이죠

Bu, hayatta kalma mücadelesi verenler için iyi bir şey

"우리 아이 괜찮을까요?"

"Çocuğum iyi olacak mı?"

하지만 우리 인간들은

Ama bizler, insanlar olarak,

우리 모두 솔직해집시다.

Diyorum ki, dürüst olalım,

우리 생각대로 진행될 때,

tam da istediğimiz gibiyken

우리 불쌍한 사냥꾼은 어떤가요?

Peki o zavallı avcı?

우리 모두에게 일어나는 일입니다.

Bu durum hepimize oldu.

우리 자녀들이 보고 있습니다.

Çocuklarımız bunu görebiliyor.

그렇지만 저는 우리 모두가

Durum böyleyken tüm kalbimle inanıyorum ki

그것은 우리 모두에게 달려있습니다.

Ve şimdi bu bize kaldı,

이는 우리 존재의 조건입니다.

Bunlar varoluşumuzun koşulları.

우리 아들 잘 돌봐줘."

Lütfen oğlumuza iyi bak."

우리 인간은 속도에 집착하죠.

Biz insanlar hız konusunda takıntılıyız.

우리 인간의 뇌와 관련된

Beyinle başlayacağım

우리 대부분은 구경꾼이 되었습니다.

ve çoğumuz izleyici olduk

시에라리온은 우리 모두보다 크고

ki bu da Sierra Leone'nin hepimizden daha büyük olduğu,

우리 몸이 반투명이라는게 관건입니다.

Burada kilit nokta yarı saydamlık.

우리 은하를 식민지화했다는 게

bizim galaksimizi kolonize edebilirdi.

우리 모두의 힘이 필요합니다.

Bu işin hepimize ihtiyacı var.

우리 가족은 오두막에 살았습니다.

Ailem bir kulübede yaşıyordu.

우리 모두에게 나타나는 것들입니다.

Fikir ve varsayımlarımıza

‎'이 구역은 우리 것이다'

Bu bölge ağzına kadar dolu!

우리 직업이나, 우리의 자녀들

işimizi, çocuklarımızı,

우리 모두 알다시피 대기층이

Su ve bildiğimiz yaşam için

우리 각자가 더 유념하며

Her birimiz daha düşünceli olabiliriz

전통은 우리 모두에게 속합니다.

Gelenekler hepimizi ait

이것은 우리 모두의 이야기입니다.

Bu hepimizin içinde olan bir şey.

우리 나름의 챔피언 말이죠.

ama kendi kendimizin şampiyonu olabiliriz.

우리 모두는 심적으로 고통받고 있어요.

içimizde bu kadar çok acı çekmemize şaşmamak lazım.

그러니까 이것은 우리 모두가 원하는

Sonuç olarak burada bahsettiğimiz mutluluk

아시다시피, 우리 모두 긴장하기 때문입니다.

Çünkü görüyorsunuz hepimiz geriliriz,

우리 동네에 세 가족이 살았는데

Sokağın aşağısında yaşayan üç kişilik bir aile vardı.

우리 함께 해낼 수 있습니다.

Bunu yapabiliriz.

우리 모두 함께해야 변화도 시작됩니다.

ancak ilerleme her birimizle başlıyor.

우리 눈에는 평범한 벽으로 보이지만

Bu duvar bizim gözümüze sıradanmış gibi görünebilir

시간을 갖고 우리 자신에게 물어본다면

doğru cevap mı diye sorarsak...

SOS의 뜻은 우리... 영혼을... 구하소서!

SOS'in anlamı "Ruhlarımızı Kurtarın"dır.

우리 나라의 미래에 대해 무심한

ve ülkemizin geleceğini

우리 나라에게 합격 점수를 부여했습니다.

Yolsuzluk Kontrolü göstergesi için

우리 대부분이 그러는 것 처럼요.

ben de saklanmayı seçerdim.

우리 가족은 치즈와 요구르트를 만들었고

Ailem peynir ve yoğurt üretirdi.

우리 내면의 게으름을 받아들이면 어떨까요?

İçimizdeki tembel hayvanı kucaklayalım mı,

우리 건강을 더 잘 보호하고

sağlığımızı korumak için

우리 자신의 나쁜 행실에 관해서는

Kendi kötü davranışlarımıza gelince

우리 거리의 젊은이들, 등교 거부자들이

Biz sokaklardaki gençler, okullu grevciler olarak

우리 빙하는 급속히 녹고 있습니다.

buzullarımız süratle eriyor

함께 우리 목소리를 내야 합니다.

birlikte seslerimizin tekrar duyulmasını sağlamalıyız.

우리 모두가 가진 생리적 욕구입니다.

Bu hepimizde olan bir dürtü.

개입이 쉬울 때, 우리 시스템으로

Yani bizim sistemimizle müdahele etmesi kolayken

만약 오늘 우리 인류가 사라진다면

Bugün ortadan kaybolsak

우리 헌법에 소중히 담겨 있습니다.

anayasada güvence altına alınmış.

우리 모두 증오감에 반대한다는 것입니다.

hepimiz nefrete karşıyız

제가 말하는 우리 모두라 함은

Hepimizi kastediyorum...

‎우리 눈으로 보기엔 너무나 어둡죠

Biz bu karanlıkta göremeyiz.

우리 아이들에게 강한 남자아이가 되어라,

çocuklara cesur erkek ya da

이것은 우리 사회에선 중요한 문제죠.

Toplumumuzda büyük bir sorun.

우리 기술이 점점 더 발전하면서

teknoloji ilerledikçe,

우리 주위에는 많은 풍경이 있습니다.

Etrafımızdaki açık alanda çok şey var

우리 모두에게 얼마나 민감한 지

buna ne kadar bağışıklığımızın olduğu.

특히, 우리 뇌가 어떻게 감정을 유발하는지를요.

Özellikle de beynimizin duyguları nasıl oluşturduğunu anlamaya.

우리 스스로를 다시 한번 현지화하는 작업과

geriye kalan tek şey, kendimizi yeniden canlandırmak

특히 우리 국경에서 도움을 청하는 난민,

sınırlarımızda yardım arayan mülteciler olmak üzere

어떻게 우리 젊은이들이 이 문제를 바로잡을지,

gençler olarak bunu nasıl çözeceğimizi,

우리 아이들이 공포에 떠는 것은 당연합니다.

Çocuklarımız endişe duymakta çok haklı.

우리 몸에서 적절히 에스트로겐 역할을 하죠.

vücudumuzda doğal östrojenler gibi faaliyet gösterirler.

하지만 우리 임무는 아직 끝나지 않았죠

ama görevimiz henüz sona ermedi.

하지만 우리 임무는 아직 끝나지 않았습니다

Ama görevimiz henüz sona ermedi.

우리 나라를 변화시키도록 도전하게 하는 것입니다.

ülkemizi değiştirme konusunda zorlamada yatmaktadır.

우리 가족이 올해 필요한 게 뭐지?

Yemeği verecek olan ailenin bu sene neye ihtiyacı var?

우리 몸통으로 성대 주름이 진동한다고 치면,

ve sizi sadece ses telleri titreşen bir gövde olarak bırakırsak

우리 자신의 두뇌에 대한 접근과 통제

beynimize erişim ve hakimiyetimiz

바다는 우리 인간이 접근하기에 매우 불리하고

Okyanuslar affetmeyen yerler

이 실험은 우리 웹사이트에서 실시간으로 중계되었죠.

deneyi de web sitemizden canlı yayınladık.

우리 자녀 뿐만 아니라 전 인류의

Sadece kendi çocuklarımızın atası değil

하지만 여전히 우리 삶을 지배하고 있죠.

Ama hâlâ hayatımızı domine ediyor.

우리 모두 내면에 이기심과 탐욕이 있지만

Elbette hepimizin içinde bir miktar bencillik ve açgözlülük var

우리 행성의 유효 기간을 연장하기 위해서요.

kaynaklarımızı daha verimli kullanmaya ihtiyacımız var.

그래서 우린 그들을 우리 삶에서 차단합니다.

sonra bunları hayatımızdan engelliyoruz.

그러면 우리 시민들은 어떻게 해야 할까요?

Peki biz vatandaş olarak ne yapalım?

전 세계 대부분의 우리 민족주의자들은 세계주의자이고,

Biz ulusalcıların çoğu aslında küreselci;

전 세계 대부분의 우리 세계주의자들은 민족주의자입니다.

biz küreselcilerin çoğu ise ulusalcıyız.

그러면 우리 태양계는 어떤 소리가 날까요?

Peki ya bizim güneş sistemimiz nasıl duyuluyor?

우리 몸속에서 산란되는 빛의 모습과 비슷합니다.

ışığın bedenimizde dağılmasına bir örnek olarak düşünebilirsiniz.

그리고 우리 모두는 증오심이 문제라고 생각하죠.

ve hepimiz nefretin bir sorun olduğu kanısındayız.

그럼에도 우리는 이 행동을 우리 자신에게

Bunu hem kendimize

이런 시스템은 지금 우리 삶에 함께하죠.

Bence bu sistemler aramızda yaşıyor ve çalışıyor.