Examples of using "야생" in a sentence and their turkish translations:
Özellikle vahşi hayvanlara karşı.
Vahşi yaşama düşman, betondan ormanlar.
insanlar artık adım adım vahşi alanlara girmeye başladı.
Bu vahşi hayvanların hayatlarının ne kadar hassas olduğunu fark ediyorsun.
Şehirler genişleyip vahşi yaşam alanları daralırsa ne olur?
Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.
Singapur şu anda dünyanın vahşi yaşama en dost şehirlerinden biri.
Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?
Şehirlerimizin her türden vahşi yaşama yuva olduğu bir gelecek. Sadece geceleri değil, aynı zamanda... ...gündüzleri de.