Examples of using "지구" in a sentence and their turkish translations:
Dünya'nın dört bir yanında
Dünyanın dört bir yanında...
Dünya'daki yaşam kıymetlidir.
her 90 dk'da bir gezegeni tam dolaşarak
Yeryüzü gözlem uyduları.
Dünya atmosferindeki karbondioksit yoğunluğu
Dünya, çok hücreli organizmalar,
küresel ısınmayı 2 santigrat derece ile sınırlandırmayı hedefliyordu,
tüm gezegen önünde sonunda acı çeker.
benzer ritüeller, uygulamalar ve davranışlar oluşturduk.
dünyanın her yanında rüzgar ve güneş enerjisi panelleri bulunmakta
Gezegensel sınırlar derinden birbirleriyle bağlantılı
Biz de küçük, birbirine bağımlı küresel bir köy haline geliyoruz.
Birçok kişi için, yeryüzü gözlem verileri karmaşıktır.
Tüm gezegen çapında trilyonlarca yaratık yapar bunu.
Dünya'nın başka yerinde bu kadar yoğun pars nüfusu yok.
Dünyanın diğer yanından bize bakan insan
İşe yarayıp yaramadıklarını görmek için geniş yelpazede teklif edilen
Çoğu zaman disk, gezegenden farklıdır
Ay, yıllar boyunca sinesti içerisinde yörüngeye oturabilirdi,
Her gün Amerika'da ve dünya çevresinde
aynı zamanda küresel ısınmaya dikkat çekmeyi de başarırız.
Ya da atmosferdeki tuzu, dumanı ve tozu
Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.
Çünkü tüm gezegeni etkiliyorlar.