Examples of using "먹을" in a sentence and their turkish translations:
Yiyecek arıyorum.
Ve bunları yiyebilirsiniz.
Doyuracak beş boğaz var.
Bolca yemek var.
Bu kısım yenilebilir.
Tomurcukları yememi mi seçtiniz?
Bunu da yiyebilirsiniz
Yiyecek çok... ...zaman az.
Böylece beynimiz yemeğe doğru evrimleşiyor.
Yiyecek bir şey ister misin? Yiyecek bir şey ister misin?
Aile ziyafet çekebilecek.
Ama aslında bu larvalar yenebilir.
İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler.
"Yılan yıldızlarının yemeğini çalması her zaman sorun olacak."
Burada su da var. Çok yiyecek yok ama sana bunu getirdim.
ve kıyı boyunca yiyecek kaynakları da karşıma çıkabilir.
Mikrofiber içeren deniz canlılarını yediğimizde plastik insan vücuduna girer.
Bu ağların arasında yaşayan örümceklerin de beslenmesi gerekir. Kim bilir burada ne bulacağız?
İkincisi, yıl boyunca çok fazla sinek yemesi gerekmiyor.
İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler. Çok enerji vermeyecektir, ama elbet bir şey verecek.