Examples of using "먹이를" in a sentence and their turkish translations:
Yemek bulma vakti geldi.
Tahliye vakti.
Nihayet beslenebilecekler.
Yavru, güven içinde beslenebilir.
Ayı meşgulken...
"Nasıl yemek buluyor?" diye endişeleniyorum.
Geceleri 40 kilometreye kadar yol teperek yemek arar.
Yemeği de burnuyla bulur.
Yavrularını 24 saat beslemek zorunda.
Hayvanlar yüzeye yakın besleniyor,
bu keçileri beslemekti.
"Yılan yıldızları yemeğimi çalıyor." diye düşündü
Bu da kış boyunca onları idare eder.
Bu genelde bir yiyecek kaynağı buldukları anlamına gelir.
Yeni bir keşif, geceleri nasıl beslendiklerini ortaya çıkardı.
Tekenin, oksijen tamamen bitmeden yemek bulması gerek.
Çoğu hayvan, şehirleri yiyecek bulmak için ziyaret eder.
"Yılan yıldızlarının yemeğini çalması her zaman sorun olacak."
Yalnız ayı, yemeğini kolay kolay teslim etmez.
Gecenin köründe beslenmesi hiç alışıldık bir durum değildir.
Belki de gündüzleri yeteri kadar yemek bulmakta zorlanıyordur.
Yanak keseleri, vücut ağırlığının yüzde onuna kadar taşır.
Kar yüzünden ormanın zemininde yiyecek bulmak pek mümkün değil. Başka yerlere bakmalı.
Nedenini daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz. Belki de av çekmek içindir.
Fakat bu soluk ışık yerde yemek arayan hayvanlara pek fayda etmez.
Sonbaharda stokladığı yiyecekler de tükenmiş durumda. Soğuk gecede yiyecek araması gerek.
Fakat inanılmaz duyuları tek bir göreve odaklıdır. Leşçillik.
Doyuracak üç büyük boğaz olduğundan anne, aileye yemek bulmakta güçlük çekecektir.