Examples of using "Vederti" in a sentence and their turkish translations:
Seni tekrar görmeme izin verir misin?
Henry seni görmek istiyor.
Yarın seni görmek istiyorum.
- Seni gördüğüme sevindim.
- Seni gördüğüme memnun oldum.
- Seni gördüğüme memnunum.
Defol git. Seni görmek istemiyorum.
Seni burada görmek ne güzel bir sürpriz!
Uzun süredir seni görmek istiyordum.
- Bu gece seni görmeliyim.
- Bu gece seni görmem gerekiyor.
Seni burada gördüğüme şaşırdım.
Seni görmek isteyen Tom'dur.
Seni görmeliyim.
Seni görmek her zaman büyük bir zevktir.
- Kısa sürede seni görmeye can atıyorum.
- Yakında seni görmeyi iple çekiyorum.
- Seni görmek istedim.
- Sizi görmek istedim.
- Tom, birisi sizi görmek için burada.
- Tom, burada sizi görmek isteyen biri var.
Mary, biri seni görmek için burada.
Seni burada gördüğüm için gerçekten şaşkınım.
Burada seni görmek isteyen biri var.
Seni bu şekilde görmeyi seviyorum.
Tom mümkün olduğu kadar kısa sürede sizi görmek istiyor.
Tom, sen ayrılmadan önce seni görmek istiyor.
Seni görmekten çok mutluyum.
Seni mutlu görmek istiyoruz.
Seni işitebiliyorum ama seni göremiyorum.
Seni gelinlik içinde görmeye sabırsızlanıyorum.
Henry isimli birisi seni görmek istedi.
Seni özlüyorum. Seni görmeliyim. Uğrayabilir miyim?
Önümüzdeki pazartesi seni görebilecek miyim?
O, seni ölü görmek istiyor.
Yakında görüşeceğimizi umuyorum.
- Seni tekrar görmek istiyorum.
- Sizi tekrar görmek istiyorum.
Yarın seni görmek istiyorum.
Seni tekrar görebilir miyim?
- Sizi gerçekten görmek istiyorum.
- Seni gerçekten görmek istiyorum.
Seni ne zaman görebilirim?
Seni görmek hoştu!
Yarın sizi görebilir miyim?
Seni nasıl görebilirim?
Seni de görmek istedim.
Gülmeni görmeyi seviyorum.
Seni görmek güzel.
Seni böyle görmekten nefret ediyorum.
Tom sizi görmek istiyor.
- Seni göremiyorum.
- Sizi göremiyorum.
Daha sonra seni görmeye geleceğim.
Seni gördüğüme şaşırdım.
Bir öğrenci sizi görmek istiyor.
Bütün bir gün seni çevrim içi görmemem neredeyse beni korkuttu.
Tom seni göremiyor.
Ben hâlâ yarın seni görmek istiyorum.
Seni kısa sürede görmeyi umuyoruz.
O seni görmek için hevesli.
Canım seni görmek istiyor.
Seni tekrar görmek istiyorum.
Seni gördüğüme sevindim.
Tom seni görmek istemiyor.
Itoh adlı bir kişi sizinle görüşmek istiyor.
Seni görmek çok hoş.
Yakında görüşeceğimizi umuyorum.
Seni yarın görmeyi umuyorum.
Hey, seni görmek güzel.
Önümüzdeki pazartesi seni görebilecek miyim?
O, sizi görmek isteyen kadındır.
Şapkan ve elbisen içinde seni görmeye can atıyorum.
- Seni gördüğüme çok memnun oldum.
- Seni görmekten çok mutluyum.
- Seni burada gördüğüme şaşırdım.
- Seni burada görmek şaşılacak şey!
Sadece seni gördüğüme şaşırdım.
O çok utangaç. Sizi görmek istediğini söylüyor.
Gidişini gördüğüme üzüldüm.
Seni görmek için can atıyorum.
Seni gördüğüne mutlu olacak, değil mi?
Seni ağlarken görmektense ölmeyi yeğlerim.
O seni görmeyi beklemiyordu.
Seni görmeyi ummuyordum.
En kısa sürede sen görmek istiyorum.
Onlar seni görmekten mutlu değiller.
Bir arkadaşının seni görünce sevinip el sallaması, selam vermesi gibi.
Tom seni orada görmeyi umuyor.
Seni görmek her zaman bir zevk.
Tom ve Mary seni görmek istiyor.
Tom seni görmek için sabırsızlanıyor.
Genç bir kişi seni görmek istiyor.
- Dinle seni görmem gerekiyor.
- Dinleyin, sizi görmem gerekiyor.
Seni bu kadar mutlu görmek güzel.
Pazar öğleden sonra 3'te gelip seni göreceğim.
Tom seni üst katta görmek istiyor.
Bay Miller adında biri sizi görmek istiyor.
Tom seni ekimde görmeyi umuyor.
Bay Marconi diye biri seni görmek istiyor.
Bay Ito diye birisi seni görmek istiyor.
Miller adında bir kişi sizi görmek istiyor.
Tom seni gördüğüne mutlu olmayacak.
Tom seni gördüğüne çok mutlu olacak.
Senin ağladığını görmek kalbimi kırar.
Seni Boston'da görmeyi ummuştum.