Examples of using "Tasse" in a sentence and their turkish translations:
Vergileri ödemek zorundasın.
Vergileri öderim.
Ben vergilerimi ödedim.
Vergileri ödemek zorundayız.
Çok fazla vergi ödüyorum.
Vergilerimi ödüyorum.
Ben 200 dolar vergi ödedim.
Vergilerin azaltılmasını savundu.
- Hükümet vergileri azalttı.
- Hükümet vergileri hafifletti.
O fiyata vergi dahil mi?
Vergi fiyata dahildir.
Vergiler çok yüksek.
Bu tutar vergi içermektedir.
O, vergileri azaltabildi.
Vergi ödemekten hoşlanıyorum.
Tom vergilerini öder.
O, vergileri artırdığı için eleştirildi.
Vergilerimizi ödemek için yasal zorunluluğumuz var.
Hiç kimse vergi ödemeyi sevmiyor.
Leyla vergi ödemiyordu.
Okula katkıların vergiden düşürülebilir.
Bill Clinton'un vergileri yükselteceğini söyledi.
Öğrenim ücretlerindeki bir artışı duyurdular.
Tom vergilerini ödemedi.
Vergi ödemek her işçinin yükümlülüğüdür.
Hükümet vergi reformuna başladı.
Ücrete tüketim vergisi dahil değil.
Tom'un hükümete bir sürü vergi borcu var.
Bütün Amerikalılar vergilerini ödemek zorundadır.
Çünkü onların maaşlarını, vergilerimizle ödüyoruz.
Aileleri onurlandırıldı ve vergi ödemiyorlar.
Vergilerini ödeyip ödemediğini Tom'a soralım.
Vergilerimizin düşürülmesi uzak ihtimal.
Hükümet vergi kesintilerini düşünüyor.
Britanya'da üniversite ücreti yıllık 9000 sterlin civarındadır.
Bu vergiler tüm malların fiyatlarını yükseltti.
Başka bir deyişle, İtalyan ekonomisi zayıflarken ve hükümeti gitgide daha az
Benim kazandığımdan daha çok para kazanmana rağmen benim senden daha çok gelir vergisi ödemem bana çok mantıklı gelmiyor.