Examples of using "Sveglia" in a sentence and their turkish translations:
O uyanık.
Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.
Uyan Tom.
O öğleyin uyanır.
- Uyanmıştım.
- Uyanıktım.
- Uyanığım.
- Ben uyumuyorum.
- Ben uykuda değilim.
Alarm Tom`u uyandırmadı.
Alarmı yediye kuracağım.
Kadın uyanıyor.
Uyuma ihtimaline karşı, alarmı kur.
Uyanık kal.
Şimdi uyanığım.
- Uyanık mısın?
- Uyanık mısınız?
Benim alarm susmadı.
O her sabah altıda uyanır.
Tom genellikle öğleye yakın uyanır.
O, uyanana kadar bekleyelim.
- Kalk!
- Uyan!
Alarm çalsa bile uyanmam.
- Bu sabah alarmlı saatim çalmadı.
- Bu sabah çalar saatim çalmadı.
Tom kol saatindeki alarmı kurdu.
Tom alarmı duydu.
Alarm Mayuko'yu uyandırdı.
Gerçekten uyanık mısın?
Bütün gece yatmamaya alışkındır.
Uyanık kalman gerekiyor.
Tom uyuyor ama Mary uyanık.
Tom neredeyse her sabah erken uyanır.
- Uyanık kalmak zorundasın.
- Uyanık kalman gerekiyor.
- Uyanık kalmalısın.
Şimdi Tom'u uyandır.
Neden uyanıksın?
Uyanık kalmaya çalışıyorum.
Ailemde en erken annem kalkar.
Şimdi tamamen uyanığım.
Alarmım çalmadığı için uyuyakalmışım.
Koyu kahve onu bütün gece uyanık tuttu.
O, yemek yapmak zorunda olduğu için her sabah erken kalkar.
Mary dün gece geç saatlere kadar yatmadı.
Yatmaya gitmeden önce çalar saati ayarlamak zorundasın.
- Sanırım yalnızca ben farkındayım.
- Sanırım sadece ben uyanığım.
Sen aradığında zaten uyanıktım.
Benden binlerce kat daha uyanık ve zekiydi.
Mary dün gece geç saatlere kadar yatmadı.
Annem dün gece geç saatlere kadar ayaktaydı.
Eğer bu bir rüyaysa, beni uyandıran adamı öldüreceğim.
- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- İtle yatan bitle kalkar.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Üzüm üzüme baka baka kızarır.
Kahve beni uyanık tutar.
Tom uyanık olduğumu biliyordu.
Neden hâlâ uyanıksın?
Acele et.
Tom borazanı ile her gün kalk borusu çaldı.
O zaman, halen uyanıktım.
Bir arkadaşım 'Şu ana dek gördüğüm farkındalığı en yüksek bebek' dedi.
Uyanık olduğunu bilmiyordum.
Tom derin bir uykudan uyanır.
Sen her sabah saat 5'te uyanırsın.
Kendimi uyanık tutmak için bir bardak çay içtim.
- Bu raporu yazmak için bütün gece ayaktaydım.
- Bu raporu yazmak için bütün gece yatmadım.
Neden hâlâ yatmıyorsun? Yatmaya gitmelisin.
Tom'un yüksek sesle horlaması beni bütün gece uyanık tuttu.