Examples of using "Perde" in a sentence and their turkish translations:
O her zaman kaybolur.
Zaman kaybetmiyor.
Tom her zaman kaybeder.
Bu kova akıyor.
O, umudunu hiç kaybetmez.
Tom yirmibir oyununda genellikle kaybeder.
- Lastik hava sızdırıyor.
- Lastik hava kaçırıyor.
Tom zaman kaybetmiyor.
Mary boşa zaman harcamaz.
Şu su borusu sızdırır.
Çatı sızdırıyor.
O nereye giderse kaybolur.
O, cep telefonunu hep kaybediyor.
O, her zaman şemsiyesini kaybediyor.
Tom kaybederse ne olur?
Tom çok özlemez.
Tom kolaylıkla sinirleniyor.
Tom asla kaybolmaz.
Tom genellikle eşyaları kaybeder.
Hafızam zayıflıyor.
O, bazen ümidini kaybeder.
Tom her zaman şemsiyelerini kaybeder.
- Tom'un aklı hep başındadır.
- Tom hiç kontrolünü kaybetmez.
- Zamanını boşa harcıyorsun.
- Zamanı harcıyorsun.
tavanınız akmıyor,
Bu saat günde üç dakika geri kalır.
Bu yüzden kilo veriyor ve muazzam bir güç kaybına uğruyor.
Bellek silinir ama yazılı söz kalır.
Saatim bir günde iki dakika geri kalır.
Boşa zaman harcamazsın.
- Tilki derisini kaybeder ama hilekarlığını değil.
- Can çıkar, huy çıkmaz.
Tom bir harita taşımazsa, her zaman kaybolur.
Zayıf insanlar kaybederler.
Sen neden her zaman kaybolursun?
Ama İtalyan para birimimiz sürekli değer kaybettiğinden beri, o şeyler bizim
O senin kaybın.
Ne sıklıkta bir şeyler kaybedersiniz?