Translation of "Origine" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Origine" in a sentence and their turkish translations:

Hanno origine nel cervello.

Beyinde başlıyorlar.

La democrazia ha origine nell'antica Grecia.

Demokrasi Antik Yunanistan kökenlidir.

La sua origine non è chiara.

Onun kökeni belirsizdir.

Dalla plastica a materiali di origine naturale,

plastikten doğal materyallere,

Questa chitarra in origine apparteneva a Tom.

Bu gitar aslen Tom'a aitti.

Halloween era in origine una festa celtica.

Cadılar Bayramı aslında bir Kelt festivaliydi.

Gli esseri umani hanno avuto origine in Africa.

İnsanlar Afrika kökenlidirler.

In origine questa strada si chiamava Park Steet.

Bu caddeye aslında Park Street adı verildi.

Ho la nazionalità francese ma sono di origine vietnamita.

Milliyetim Fransız ama Vietnam kökenliyim.

Molti dei virus che ci fanno ammalare in realtà hanno origine negli animali.

Bizi hasta eden virüslerin birçoğunun kaynağı esasında hayvanlar.

Il vocabolario coreano si compone di tre parti: parole native, parole di origine sino-coreana e prestiti.

Korece kelime hazinesi üç bileşenden oluşur, yerli sözcükler, Çince-Korece sözcükler ve ödünç sözcükler.