Examples of using "Mettete" in a sentence and their turkish translations:
Kitaplarınızı ve defterlerinizi yerine koyun.
ister kabul et, ister etme gibi imkânsız bir duruma sokulursunuz.
Çöpü dışarı koyun.
Tüm atık kağıtlarınızı bu sepete koyun.
Arabayı çalıştır.
Ekmeği yerine koy.
- Tüfeği indir.
- Tüfeği yere bırak.
O silahı yere koy.
- Silahlarınızı bırakın.
- Silahlarınızı uzaklaştırın.
O silahları kaldırın.
Küreği yere koy.
Bıçağı yere koy.
Telefonu yere bırak.
Çaydanlığı açın.
Kutuyu yere koy.
Silahı bir kenara koy.
O kutuyu yere koy.
O bıçağı bir kenara bırak.
Ellerinizi indirin!
Onlara baskı yapmayın.
Kitabı oraya koy.
Çorbaya daha fazla tuz koy.
Onu çantaya koyma.
Çayına şeker koyar mısın?
Şirketi tehlikeye sokmayın.
Kitabı masanın üzerine koyun.
Silahı masanın üzerine koy.
Kitaplarını yerine koy.
Hayvanları kafese koyun.
Elbiselerini yerine koy.
Her şeyi sepetime koy.
Havuçları tencereye koy.
Gerçekleri karşılaştırın.
Yumurtaları buzdolabına koy.
Çantaya bir şey koyma.
Odana çekidüzen ver.
Kitaplarınızı düzeltin.
Çayına çok fazla şeker attın.
Tavsiye ettiğini uygula.
İşlerini sıraya koy.
Ellerini benim görebileceğim yerde tut.
Resmi ekle.
Ellerini kaldır!
Çayına ne kadar şeker koyarsın?
Ateşe bir kütük daha koy.
Bana baskı yapma.
Ona baskı yapma.
Ona baskı yapma.
Kahveye şeker koymayın.
Yumurtaları kaynar suyun içine koyun.
Çorbaya o kadar çok biber koyma.
Ellerini benim eşyamdan uzak tut.
Neden bazı giysiler giymiyorsun?
Eyeri yanlış ata koymayın.
Pizzaya biraz fesleğen koyun.
- Lütfen silahını yere koy.
- Lütfen silahınızı yere koyun.
Beni sınama.
Eski şişelere yeni şarap koymayın.
Kaynayan suya biraz tuz koy.
Varını yoğunu riske atma.
Tüm kaynaklarını aynı işe yatırma.
Kahveme bir küp şeker koyun lütfen.
Beni utandırma.
Neden bu kadar makyaj yapıyorsun?