Examples of using "Via" in a sentence and their turkish translations:
Onları gönder.
Beni uzaklaştır.
Onu uzaklaştır.
Onu uzaklaştır.
Onu atalım.
Onlar uzaklara gittiler.
Kaçtım.
Onu hediye ettim.
O uzaklaştı.
Bu yaz uzaklara gidiyor musun?
- Defol!
- Toz ol!
- Çek git!
Uzaklaşmayın.
Uzaktaydım.
Onları dışarıya at.
Onu itti.
Görüşürüz!
Hadi!
Niçin kaçtın?
Onu götür, Tom.
Defol.
- Defol.
- Yürü git!
Tom'u uzaklaştırdım.
O kutuyu götür!
Ekmeği yerine koy.
Defol.
- Silahlarınızı bırakın.
- Silahlarınızı uzaklaştırın.
O silahları kaldırın.
Silahı bir kenara koy.
O bıçağı bir kenara bırak.
Bu kutuyu götür.
Kaldır bunları buradan.
Saldırgan kaçtı.
Tom kaçtı.
Neden onu götürmek zorundayız?
Yılanı uzaklaştıralım.
Hadi!
- Defol!
- Defol buradan!
O, çöp. Onu atın.
- Çizgilerinize, hazırlanın, başlayın!
- Yerlerinize... Hazır... Başla!
Onu niye attın?
Onu postayla gönderir misin?
Onları nereye attın?
Ne kadar süredir uzaktasın?
Yonge sokak Toronto'da ünlü bir sokaktır.
Onu kaçarken gördüm.
Bu sorunsuzca gitti.
Defol, Tom.
Silahı bir kenara bırak.
- Onları uzaklaştırdım.
- Onları kovdum.
- Onları gönderdim.
Muzu attı.
O izin verdi.
Defol git dedim.
Lütfen faksla onu bana gönder.
O nedenle acı çekeceksin.
Kitaplarını yerine koy.
Elbiselerini yerine koy.
Bu gazeteyi atma!
Neden kaçmaya çalışıyorsun?
Başka ne attın?
Bu dergiyi atma.
Köpek uzaklaştı.
Karga uçup gitti.
Kedi kaçtı.
O ondan kaçtı.
Tom öfkeli gitti.
O, evden uzaktaydı.
Onu hediye olarak veremem.
Tom, Mary'yi itti.
Ben birçok şey attım.
O para ile kaçtı.
Onlar onu götürdüler.
Dikkat! Hazır ol! Başla!
Onu uzaklaştırdım.
Onu uzaklaştırdım.
O gitmek istiyor mu?
Gitme.
Uzaklaşalım.
Defol.
Şimdi iyileşme yolundasın.
Bu çorapları lütfen at.
Tom'u buradan uzaklaştır.
Sadece uzaklaşmanı istiyorum.
- Lütfen gitme.
- Lütfen çekip gitme.
Bisikletini bir kenara koy.
Pul düştü.
Ben onları saklamadım.
Aceleyle kaçtım.
Samanyolu çok büyük.
Uzaklara gitme.