Examples of using "Lontana" in a sentence and their turkish translations:
Eviniz uzak mı?
Çok uzaktaydı.
Okulun ne kadar uzakta?
O, dürüst olmaktan uzak.
Paris uzak mı?
- Boston uzakta mı?
- Boston uzak mı?
O uzak mı?
Orası buradan uzak mı?
Uzak dur.
Paris uzak mı?
Okulun buradan uzakta mı?
şu uzaktaki vahaya doğru gideriz...
İstasyon oldukça uzaktır.
İtalya, Brezilya'dan uzaktır.
- Sydney buradan çok uzak.
- Sydney buradan uzak.
Hokkaido çok uzak, değil mi?
Benden uzak dur.
Ben ağaçtan uzağım.
İstasyon buradan uzakta değil.
Okulunuz evinizden uzak mı?
- Banka buradan uzak mı?
- Banka buraya uzak mı?
İstasyon buradan uzaktır.
Armut dalının dibine düşer.
O çok uzak mı?
Eczane hastaneden uzakta değil.
O çok çok uzakta.
Ne kadar uzaktı?
O hâlâ uzak mı?
O çok uzaktı.
Cevabınız tatmin edici olmaktan uzaktır.
Okul istasyondan daha uzaktır.
Onun telaffuzu mükemmel olmaktan uzak.
Onun cevabı tatmin edici olmaktan uzaktı.
Plaj buradan uzakta değil.
Tom'un evi buraya uzak değil.
Buradan çok uzak olmayan bir dolum istasyonu biliyorum.
O kadar uzak değil.
Okulumuz istasyondan daha uzaktır.
Ne kadar uzakta?
O buradan uzak mı?
Çiftliğimiz buradan uzakta değil.
Çok uzak görünmüyor.
Onun evi istasyondan çok uzaktır.
O, otelden çok uzakta değildir.
Bir arkadaşım Emily Dickinson ile uzaktan akraba.
İstasyon buradan uzak değildir.
Havaalanına ne kadar uzaklıkta?
Tom'un Boston'dan çok uzak olmayan bir çifliği var.
Buradan Grafton caddesine nasıl giderim? Uzak mı?
Benim evim uzak.
Paris'e uzak değildir.
Satın aldığım ev şehir merkezinden oldukça uzakta.
O buradan uzak.
Buradan uzakta mı hala?
İpten geride dur.
Tom'dan uzak dur.
Klinikten uzak dur.
Buradan uzak kal.
Ondan uzak dur.
Ondan uzak dur.
Onlardan uzak dur.
Bizden uzak dur.
Tom buradan uzakta olmayan küçük bir kasabada büyüdü.
Tom'un evi Mary'ninkinden uzakta değil.
- Boston ne kadar uzakta?
- Boston ne kadar uzak?
Sonuçtan hiç memnun değilim.
Burada olduğunu sanıyordum ama buraya gelince de daha uzakta gibi görünüyor.
Tom, Boston'dan çok uzak olmayan ufak bir kentte doğdu.
Boston'dan çok uzak değil.
Buraya o kadar uzak değil.
O buradan çok uzak değil.
Bilgisayarımdan uzak durun.
Ondan uzak durman gerekiyor.
Yürümek için çok uzak.
Gideceğimiz yer hâlâ uzun bir yol.
Benden uzak durun.
- Tom oradan uzak durmamı söyledi.
- Tom oradan uzak kalmamı söyledi.
Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor.
O, buradan ne kadar uzaklıktadır?
Sana kız kardeşimden uzak durmanı söyledim.