Examples of using "Formano" in a sentence and their turkish translations:
Bir bütünü meydana getiriyordu
Beraber, göz korkutucu bir kalabalık oluşturuyorlar.
Dokuz oyuncu bir ekip oluşturuyor.
Atomlar molekülleri oluşturur.
Sekiz tane hobbit bir hobbyte oluşturur.
ve çukur gölü dediğimiz şeyi oluşturabilir.
Tom ve Mary çok güzel bir çift olur.
yani buzulların erimesinden oluşan bu göller,
biz aynı zamanda bu kültüre yön veren kişileriz,
Makak topluluklarında arkadaşlıklar bakım yaparak kurulur.
Deniz martıları genellikle uzun ömürlü çiftler oluştururlar.
En yüksek ve en alçak seviyelerinin arasındaki fark 16 metreyi bulabilir. Gelgitler çekilirken arkalarında kayalık havuzları bırakır.