Examples of using "Emily" in a sentence and their turkish translations:
Emily ağlıyor.
Sen Emily'sin.
Emily'ye sarıldım.
Emily susamış.
Benim adım Emily.
Emily bir ergendir.
Emily'nin parası yok.
Emily'ye aşık oldum.
Emily cümleyi yazdı.
Emily bir mektup yazdı.
Emily bir kitap okudu.
Emily bir elma yedi.
Emily gerçeği söyledi.
Emily beni şaşırtacak.
Emily şaşırmıştı.
Emily İngilizdir.
Emily nasıl?
Emily kimdir?
Emily onu Melanie'ye söyleyecek.
Emily şimdi evde mi?
Emily yükseklikten korkar.
Emily okula gidiyor.
Emily'nin sözlüğü var mı?
Emily ile çıkmak istiyorum.
Emily'nin Melanie adlı bir arkadaşı var.
Emily anne babasını ziyaret edecek.
Emily biraz Romence çalıştı.
Emily'ye bir hediye aldım.
Emily akşam yemeğinde soya peyniri yedi.
Emily ve Kate arkadaştır.
Emily ve Melanie İngilizdirler.
Emily Yunanca öğrenmek istiyor.
Emily'nin sarı saçları var.
Emily örümceklerden korkar.
Emily'nin kahverengi saçları var.
Emily, Avustralya vatandaşıdır.
Emily onu tekrar görmek için can atıyor.
Emily okuldan on altı yaşında ayrıldı.
Emily soruyu doğru yanıtladı.
Emily'nin çeşitli ülkelerden arkadaşları var.
Emily benim en iyi arkadaşım.
Emily örümceklerden korkmaz.
Bugün Emily'nin doğum günü.
Emily benim en sevdiğim kız.
Emily en sevdiği televizyon programını izliyor.
Emily'nin bir şeyler yemeye ihtiyacı var, çünkü o aç.
Emily biraz Türkçe öğreniyor.
Emily Coca-Cola'yı Pepsi'ye tercih eder.
Emily, Melanie'nin evinde kalıyor.
Bir arkadaşım Emily Dickinson ile uzaktan akraba.
Emily bana Gürcüce ders kitabını ödünç verdi.
''Emily'nin evreni'' dediğim zihniyetten bakınca durum şöyle.