Examples of using "Crebbe" in a sentence and their turkish translations:
- O, yoksulluk içinde büyüdü.
- Sefalet içinde büyüdü.
Taro ve Hanako arasında aşk başladı.
O, Avustralya'da büyüdü.
Avustralya'da büyüdü.
O beni yetiştirdi.
O beni yetiştirdi.
Bunun sonucu olarak, ekonomi bir gecede %18 büyüdü.
Tom koruyucu ailede büyüdü.
Tom Boston'da yetiştirildi.
- Teyzem beş çocuk yetiştirdi.
- Halam beş çocuk yetiştirdi.
O, küçük bir köyde büyüdü.
O bir Hıristiyan kasabasında büyüdü.
Tom bir yetimhanede büyüdü.
Tom beyzbol oynayarak büyüdü.
Tom bir şehirde büyüdü.
- Tom bir baba olmadan büyüdü.
- Tom babasız büyüdü.
Sami bu evde büyüdü.
Jack Nicholson, New Jersey'de büyüdü.
Tom, Ohio'da doğup büyüdü.
Tom zengin bir ailede büyüdü.
Tom çok dilli bir ortamda büyüdü.
Tom küçük bir köyde büyüdü.
Tom komünist bir ülkede büyüdü.
Tom bir yetiştirme yurdunda büyüdü.
Oğlunu hiç yardım almadan büyüttü.
Ben Boston'da büyümüş bir adam tanırdım.
Tom hem İngilizce hem de Fransızca konuşarak büyüdü.
Tom tek başına üç çocuk yetiştirdi?
Tom bir balıkçı köyünde büyüdü.
Fadıl gibi Leyla da Kahire'de büyüdü.
O, Ohio'da doğdu ama Teksas'ta yetişti.
Tom küçük bir balıkçı köyünde büyüdü.
Selena Gomez, Texas'daki Grand Prairie'de büyüdü.