Translation of "Dalt" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Dalt" in a sentence and their turkish translations:

Egy dalt énekelt.

O bir şarkı söyledi.

Énekeljünk egy dalt!

Bir şarkı söylememize izin verin.

Elénekeltem egy dalt.

Ben bir şarkı söyledim.

- Mindenki ismerte ezt a dalt.
- A dalt mindenki ismerte.

Herkes şarkıyı biliyordu.

- Nem tudom ezt a dalt.
- Nem ismerem ezt a dalt.

Bu şarkıyı bilmiyorum.

Énekeljünk egy vidám dalt.

Mutlu bir şarkı söyleyelim.

Kérlek, énekelj egy dalt.

Lütfen bir şarkı söyle.

Szeretnék elénekelni egy dalt.

Ben bir şarkı söylemek istiyorum.

Imádom ezt a dalt.

Bu şarkıyı severim.

Ismerjük ezt a dalt.

Bu şarkıyı biliyoruz.

Énekelj velem egy dalt.

Benimle birlikte bir şarkı söyle.

Számos dalt írtam franciául.

Fransızca birkaç şarkı yazdım.

Egy dalt írok franciául.

Fransızca bir şarkı yazıyorum.

Eddig öt dalt írtam.

Şimdiye kadar beş şarkı yazdım.

Szeretik ezt a dalt.

Onlar bu şarkıyı seviyorlar.

Ismered ezt a dalt?

- Bu şarkıyı biliyor musunuz?
- Bu şarkıyı biliyor musun?

Szeretném, ha énekelnél egy dalt.

- Senin bir şarkı söylemeni istiyorum.
- Bir şarkı söylemeni istiyorum.

Szeretném, ha elénekelnél egy dalt.

Bir şarkı söylemeni istiyorum.

Írtam egy dalt a Tatoebáról.

Tatoeba için bir şarkı yazdım.

Ezt a dalt könnyű megtanulni.

Bu şarkıyı öğrenmesi kolaydır.

Azt a dalt Tom írta.

O şarkı Tom tarafından yazıldı.

Ezt a dalt Tomnak írtam.

Bu şarkıyı Tom için yazdım.

Ezt a dalt Foster írta.

Bu şarkı Foster tarafından yazıldı.

Ki énekli ezt a dalt?

- O şarkıyı kim söylüyor?
- Bu şarkıyı kim söylüyor?

Szeretnénk néhány spanyol dalt tanulni.

Bazı İspanyolca şarkılar öğrenmek istiyoruz.

- Azt akarom, hogy énekeljen el egy dalt.
- Azt szeretném, hogy énekeljen el egy dalt.

Onun bir şarkı söylemesini istiyorum.

El tudjátok énekelni ezt a dalt?

Bu şarkıyı söyleyebilir misin?

Arra kényszerítettek, hogy elénekeljek egy dalt.

Bir şarkı söylemem için beni zorladılar.

Tudod, hogy milyen dalt akarok elénekelni.

- Hangi şarkıyı söylemek istediğimi biliyorsunuz.
- Hangi şarkıyı söylemek istediğimi biliyorsun.

Azt akarom, hogy énekelj egy dalt.

Bir şarkı söylemeni istiyorum.

Ezt a dalt csak neked írtam.

Bu şarkıyı sadece senin için yazdım.

Szeretnéd meghallgatni, ahogy elénekelek egy dalt?

Bir şarkı söylememi dinlemek ister misin?

Ezt a dalt az esernyőmnek ajánlom.

Bu şarkıyı şemsiyeme ithaf ediyorum.

Tudod, ki énekli ezt a dalt?

Bu şarkıyı kimin söylediğini biliyor musun?

Simon és Garfunkel írt egy dalt róla.

Simon ve Garfunkel, bununla ilgili bir şarkı yazdı.

Le tudod fordítani nekem ezt a dalt?

Bu şarkıyı benim için çevirebilir misin?

Ugyanazt a dalt énekelte Tom egész délelőtt.

Tom bütün sabah o aynı şarkıyı söylüyor.

Amikor hallom ezt a dalt, rá gondolok.

Bu şarkıyı duyduğumda, onu düşünürüm.

Tom meg akar tanulni néhány francia dalt.

Tom birkaç Fransızca şarkı öğrenmek istiyor.

Ezt a dalt pontosan nektek írtam, srácok.

Bu şarkıyı sadece sizin için yazdım.

Megkértek, hogy énekeljek el egy pár dalt.

Benden birkaç şarkı söylemem istendi.

Ezt a dalt a lányok nem szeretik.

Bu şarkı kızlar tarafından sevilmiyor.

Már hallottam ezt a dalt franciául énekelve.

O şarkının Fransızca söylenildiğini duydum.

Inkább nem énekelném el azt a dalt.

O şarkıyı söylememeyi tercih ederim.

Nem kellett volna elénekelnem ezt a dalt.

O şarkıyı söylememeliydim.

A testvérem énekelt egy angol dalt a partin.

Kız kardeşim partide İngilizce bir şarkı söyledi.

Valahányszor meghallom azt a dalt, visszaemlékszem az ifjúkoromra.

Ne zaman bu şarkıyı duysam gençliğimi hatırlarım.

- Te ismered azt a dalt, amit el akarok énekelni.
- A dalt, amelyet el szeretnék énekelni, már ismerős a számodra.

Benim söylemek istediğim şarkı senin bildiğin şarkı.

Elénekelt egy dalt, hogy egy kicsit oldja a hangulatot.

O, atmosferi hafifletmek için bir şarkı söyledi.

Tomi rábeszélte Marit, hogy duettben adjanak elő egy dalt.

Tom, Mary'yi onunla düet yapmaya ikna etti.

A hét vége előtt az összes dalt meg kell tanulnunk.

Biz hafta sonundan önce tüm şarkıları öğrenmek zorundayız.

Megkértem Tomot, énekelje el azt a dalt, amit mindig szokott.

Ben Tom'dan her zaman söylediği o şarkıyı söylemesini istedim.

Aki nem szereti a bort, nőket és a dalt, egész életére bolond marad.

Kim şarap, kadın ve şarkı sevmez; bütün hayatı boyunca aptal kalır.

Épp egy spanyol dalt játszottak a szupermarketben, ahová tegnap gyümölcsöt és zöldséget mentem vásárolni.

Dün meyve ve sebze satın almak için gittiğim süpermarkette bir İspanyolca şarkı çalıyordu.

Nem értem, miért énekelte Tomi azt a dalt, amikor Mari arra kérte, hogy ne tegye.

Mary onun söylememesini istemesine rağmen, Tom'un o şarkıyı neden söylediğini merak ediyorum.