Examples of using "Magaddal" in a sentence and their turkish translations:
Beni de götür.
Beni seninle eve götür.
Bunları seninle götür.
Bizi seninle götür.
Kendin için kaygılanma.
Bunu yanında götür.
Arkadaşını yanında getir.
Şemsiyeni yanına al.
Beni de birlikte götürür müsün?
Öğrenci kimlik kartınızı getirin.
Yarın aletlerini yanında getir.
Onu yanına almak istemiyor musun?
Gelmek isteyen herkesi getirebilirsin.
Kendine bu kadar sert olma.
Tom'u yanında götürmeyi planlıyor musun?
Yanına bir şemsiye alsan iyi olur.
Tom'u getirmediğine şaşırdım.
Yanınızda kamera getirmeyi unutmayın.
Yağmur yağma ihtimaline karşı ceketini al.
Neden hiç gezilerinde yanında beni götürmüyorsun?
Tom'u seninle birlikte Boston'a götürmen gerektiğini sanmıyorum.
Yalnız olmak kendinle iç mücadeleyi gerektirir.
- Yağmur ihtimaline karşı şemsiyeni yanına al.
- Yağmur yağması ihtimaline karşı şemsiyeni yanına al.
Onu yanında eve götürmezsen, bu yemek sadece boşa gidecek.
Issız bir adada yaşamaya gitmek zorunda olsan ve yanında sadece bir kitap alabilsen, hangisini seçersin?
Bu katlanan şemşiyeyi yanına al. Yararlı olabilir.