Examples of using "Magával" in a sentence and their turkish translations:
O her zaman kendisiyle memnundur.
Bu güzellik bende korkuyla karışık bir saygı hissi uyandırdı
Tom beni yanında götürecek.
Neden Tom onu kendine yapıyor?
Babam bazen beni ofisine götürüyordu.
Sırlarını mezara götürdü.
Anksiyetesi olan kişiler bunu kendilerine gün boyu yaparlar.
...ama kararan hava yeni tehditler demek.
Ve onu alıp puslu ormanın derinliklerine götürdü.
Tom, Mary'yi Boston'a yanında götürmek istedi.
Parayı getirdiniz mi?
yüzlerce, binlerce kişiyi eğlendiren adama dönüşebilirdim.
O yanında bir çalar saati almadan asla yolculuk yapmaz.
Fakat yüksek gelgit, kıyıya daha büyük tehlikeler çekmiş durumda.
Açık okyanustaki yaşam fırtınasına katılıyorlar.
Derisinin zarları sayesinde onu güvende tutabiliyor... ...ağaçların tepesinde.
1953 yılındaki Everest tırmanışına beni de yanında götüreceğini söyledi.
Tom her zaman çantasında bir harita ve pusula taşır.
Tom Mary'nin ne kadar bagaj almayı planladığını merak etti.
Ne kadar başarılı olursa olsun kendisinden hiç memnun değildir.
Bay Brown her zaman yanında bir kitap taşır.
Tom'un yolculuğu sırasında yanına alacağı şeylerin listesinde ilk nesne cep telefonu şarjıydı.
Burası onun kendini öldürdüğü yer.
Bob öfkesini kontrol edemedi.
Bu katlanan şemşiyeyi yanına al. Yararlı olabilir.