Examples of using "Legkisebb" in a sentence and their turkish translations:
Her küçük parça yardım eder.
En küçük gezegen hangisi?
En küçük kızımızı şımartıyoruz.
Bu en küçük jenerasyondur,
- En ufak bir şeyden alınıyor.
- Fındık kabuğunu doldurmayacak şeylerden alınıyor.
- Havadan nem kapıyor.
- Osuruktan nem kapıyor.
Aldırmıyorum.
Tom'un en küçük kızı onun favorisi.
O en ufak şeye sinirlenir.
Biz mümkün olan en az zarara sebep olmak istiyoruz.
Şu ana kadar ölçülen en küçük mesafe nedir?
En genç çocuk diğer turistlerin gerisinde kaldı.
Ali'nin uykusu hafiftir. İğne düşse uyanır.
insan beynindeki en küçük nöronun yarıçapı kadar.
En küçük atomaltı parçacığı kadar ufak olabilir
Küçük kız kardeşimin haftada iki kez piyano dersleri var.
Benim küçük kız kardeşim çok iyi şarkı söyler.
Tom'un kesinlikle neler olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.
Tom en az ihtimalle partine gelecek kişidir.