Examples of using "Gazdasági" in a sentence and their turkish translations:
Bu ekonomik düşünüşe göre
ekonomik avantajlarıyla birlikte ortaya çıkarır.
bu yöntem insanların daha dürüst
Ekonomi durgunluğa girdi.
politik bir eşitsizlik ekonomik eşitsizliği takip ediyor;
kayıtsızlığı gördüklerine,
Ekonomik kriz ve altyapının çökmesi,
Savaş, göç, ekonomik çalkantı
Ekonomik değişime ve çevresel değişime ihtiyacımız var.
Ülkenin ekonomik durumu kötüleşti.
Sosyal, politik ve ekonomik sistemlerimiz
Bir numaralı neoliberal ekonomi varsayımı:
ekonomik büyümemiz yüzde dokuz oranında zirve yapmıştı.
ekonomik kalkınmada çok iyi performans göstermesinin temel nedeni
Madem ekonomik sistemden bu kadar rahatsızsın
İtibar da tıpkı bunun gibi çok kuvvetli ekonomik güçtür değil mi?
Bu yılın sonunda bir ekonomik kriz olacak.
yasalarımızdan tüm insanların insanlık onuruna saygılı olmasını talep etmeliyiz.
ekonomik faaliyette 166 milyar dolardan daha fazla üretiyor,
beklenmeyen teknolojik, siyasi ve ekonomik değişimde
Bunlar ekonomik ve maddi gelişmeler, ahlaki gelişmeler değil.
sermaye ve gayretle takip etmek için çaba göstermeliyiz.
Artık bu bir ekonomik sorun değil, sorun burada.
Mücadelemizin gerektirdiği ekonomik kaynaklara ulaşmak için suç işlemek durumunda kalıyorduk.
Benim ülkem ve seninki arasında artık ekonomik işbirliği olmayacaktır.
Eğitim için daha fazla para ekonomik büyümeyi teşvik edecek.