Examples of using "Feleségem" in a sentence and their turkish translations:
Karım yok.
Karım iyi bir aşçı.
O, benim karımla tanışmış.
Karım evde kaldı.
Bir karım ve çocuklarım var.
Benim bir karım ve çocuklarım var.
O benim karımdır.
Karım bir vejetaryendir.
Ben Lori ile evliyim.
Karımı gördün mü?
Karım beni terk etti.
Karım İsveçli.
Karımı özlüyorum.
Karım bir doktordur.
- Mary benim karım.
- Meri benim karım.
Karımı seviyorum.
Karım Bostonlu.
Benim karım bir terzidir.
Karım Filistinlidir.
Eşim Polonyalı.
Karım yemekleri iyi pişirir.
Karım kanserden öldü.
O benim karımın tanıdığı.
Ben karımın doğum gününü unuttum.
Karımı gerçekten özlüyorum.
Karım şimdi yemek pişiriyor.
Bu, karım Edita.
Benimle evlenir misin?
Karım kısa süreli çalışıyor.
Eşim iyi bir yöneticidir.
Bu benim karım.
- Karım hep bir şeylerden şikayet ediyor.
- Karım her zaman bir şey hakkında şikâyet ediyor.
Karım lezzetli bir yemek pişirdi.
Karım ve çocuklarıma ben bakarım.
Karım bayanlar korosunda şarkı söylüyor.
- Karım benden bir şeyler gizliyor.
- Karım benden bir şey saklıyor.
- Karımı taciz etmeyi kesin.
- Karımı üzmeyi kesin.
- Karımı rahatsız etmeyi kesin.
- Karımın canını sıkmayı kesin.
- Karıma sıkıntı vermeyi kesin.
Keşke eşim yemek pişirebilse.
Karım hafta sonu için uzakta.
Karımın babası benim kayınpederimdir.
Eşimin adı Lidia Zarębowa.
Karımın ailesi çok zengindir.
Karım da seni görmekten memnun olacak.
O, benim kız kardeşim değil, o, benim eşim.
Karım Shen-Ling hastane odasında
Karım yol yapımında bana yardım ediyor.
Karım kedilerden nefret eder.
Karımı sana tanıtmam için bana izin ver.
Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.
Tom, karımın küçük erkek kardeşinin bir arkadaşı.
Güzel karım tüm bu yolculuk boyunca benimle birlikteydi.
Karım evlat edinmek istiyor.
Karım ve ben emekli olmak için hazırlanıyoruz.
Karım hamile!
Karım ve çocuklar oradaydı.
Eşim kendine çok fazla para harcıyor.
O benim kız kardeşim değil, o benim karım,
- Mary benim kız arkadaşım değil ama benim eşim.
- Mary kız arkadaşım değil fakat benim eşimdir.
Onun doğum gününü unuttuğum için karım bana diş biledi.
Karıma nasıl araba süreceğini öğrettim.
Karım ve ben birlikte evde vakit geçirmeyi tercih ediyoruz.
Karım ve ben sadece sessizce eve gitmek istiyoruz.
Karım ve Mary uçağın arkasındaydılar.
Polonyalı bir kadınla evliyim.
Mary'nin eşim olmadığına memnun oldum.
Sen sadece karım değilsin. Sen benim en iyi arkadaşımsın.
Söz açılmışken, bugün 8 haziran- karımın doğum günü
Karım genellikle gece kahve içmez ve ben de içmem.
Karım kasabada alışveriş yaparken ben mutfakta etrafı toparladım.
Karım kanepede uyuyor, ama onun horlaması uykumu rahatsız ediyor.
Karım giyinmeyi bitirinceye kadar otobüs zaten gitmişti.
Benim adım Tom. Ben Boston'da yaşıyorum. Mary adında bir karım var. Bizim iki çocuğumuz var.
Eşim, sanki ben kentin en zengin adamıymışım gibi para harcıyor.
- Karım beni niye terk etti, bilmek ister misin?
- Karımın beni neden terk ettiğini öğrenmek istiyor musun?
Karım olmanı istiyorum.
- Karımı tanıtmama izin ver.
- Karımı tanıtayım.
- Size eşimi takdim edeyim.
Bir gün o kadınla evlenmeyi umuyorum.