Examples of using "Fényképet" in a sentence and their turkish translations:
Onlar bana çok sayıda güzel fotoğraf gösterdiler.
Sahip olduğum her şeyin fotoğrafını çekiyorum.
O, bana fotoğrafını gizlice gösterdi.
Bana bir sürü güzel fotoğraflar gösterdiler.
Bu kitap kırk fotoğraf içerir.
Yemek yerken fotoğrafımı çekme.
Bu fotoğrafı seviyorum.
Mary çantasına uzandı ve bir fotoğraf çıkardı.
Bu iki fotoğrafa bak? Hangisi daha iyidir?
Tom, fındık yerken bir sincabın resmini çekti.
- Lütfen bana bir resminizi gönderin.
- Lütfen bana bir fotoğrafını gönder.
Bu kitap çok sayıda fotoğraf içerir.
Nasıl göründüğünü unutmayayım diye lütfen bana bir fotoğrafını ver.
Tom Boston'da iken bir sürü resim çekti.