Examples of using "Zeig" in a sentence and their turkish translations:
Onu bana göster.
Onu Tom'a göster.
Bunu ona göster.
Bunu ona göster.
Onu bize göster.
Biraz saygı göster.
Ona bir bakayım.
Onu bize göster!
Bana fotoğrafları göster lütfen.
- Resimleri göreyim.
- Bana resimleri göster.
Lütfen bunu Tom'a göster.
Bana ellerini göster.
Lütfen biraz dikkat gösterin.
Onu bana göster.
Ah! Bana nasıl olduğunu göster!
Bana dişleri göster.
Onun nasıl çalıştığını bana göster.
Bak, sana göstereceğim.
Bana ağrının nerede olduğunu göster.
Bana neyin olduğunu göster.
Bana küçük kedini göster.
Lütfen dizüstü bilgisayarınızı bana gösterin.
Bana ne aldığını göster.
Otobüs durağı yolunu göster bana.
- Onun nasıl yapılacağını bana göster.
- Bunu nasıl yapacağımı bana göster.
Bana bunu nasıl yapacağımı göster.
Bana bugünün gazetelerini göster.
Bana onun nasıl yapıldığını göster.
Onun nasıl yapıldığını Tom'a göster.
Bana cebinde ne olduğunu göster.
Bana dün aldığın bebeği göster.
Bana fotoğrafı göster.
Bana pasaportunu göster.
Porto Riko'nun harita üzerinde nerede olduğunu bana göster.
Hadi, Tom, Bize bunun nasıl yapıldığını göster.
Çizimlerini bana göster.
Ben onu Tom'a göstereceğim.
- Bana ellerini göster.
- Bana ellerinizi gösterin.
Odayı bize göster.
Lütfen bana daha sonra ne yapacağımı söyle.
Onları bana göster.
Paris'te çektiğiniz resimlere bir bakayım.
Bana gerçek yüzünü göster.
Lütfen bana başka bir tane daha gösterin.
Bana başka bir saat göster.
Yüzüğünü göreyim.
Göster, söyleme.
Bana sağ elini göster.
Senin düşüşünü görmek isteyenlere, uçabildiğini göster.
Bunu sevmedim. Bana bir başkasını göster.
Bana fotoğrafları göster lütfen.
Lütfen bana yeşil gömleği gösterin.
Bana bir örnek göster.
- Bana parayı göster.
- Göster bana parayı.
- Onu nasıl yapacağımı bana göster, lütfen.
- Onun nasıl yapılacağını bana gösterin, lütfen.
Dilini görmeme izin ver.
Lütfen bana resmini göster.
Ne yapabileceğini göster bana
Neyin var, bana göster.
Lütfen kulaklığı nasıl kullanacağımı bana göster.
Porto Riko'nun harita üzerinde nerede olduğunu bana göster.
Bana bugünün gazetelerini göster.
Bana bugünkü gazeteyi göster.
- Onu görmeme izin ver.
- Şunu görmeme izin ver.
Cevabı biliyorsan, elini kaldır.
Neler yapabileceğini bize göster.
Konuşmadan önce lütfen elini kaldır.
Şimdi top sende!
Elinde ne olduğunu göreyim.