Examples of using "Wettbewerb" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir yarışma değil.
Rekabet faydalıdır.
...yoğun bir rekabet var.
- Yarışma yarın başlıyor.
- Yarışma yarın başlar.
Yarışmaya katılacak mısınız?
Mary yarışmada takımını temsil etti.
Rekabet şiddetlendi.
Tom yarışmayı kazandı.
Ben yarışmaya katıldım.
İşte çok rekabet var.
Rekabet çocuklar için iyi mi?
Yarışmayı kim kazandı?
O, yarışmayı kazandı.
O, yarışmaya katılmaktan diskalifiye edildi.
O, yarışmaya katılmak istiyor.
Bu gerçekten bir yarışma değil.
Mary, Miss Tatoeba yarışmasını kazandı.
Bir sonraki yarışmaya kadar burada kalacağız.
O, ıslak tişört yarışmasını kazandı.
Tom geçen yıl yarışmayı kazandı.
idman ve yarışma arasındaki açığı kapayarak gözler üzerimizdeyken
Japon takımı bu yarışma için altın madalya kazandı.
Tom yarışmaya girmeyi planlıyor, değil mi?
Mars'ın doğal çevre koşullarını incelemek için bir şans.
Şampiyonlar ligi kazanması zor bir yarıştır.
Biz muhtemelen yarışmayı ertelemeliyiz.
Tom yarışmayı kazandığını hayal etti fakat onun ödülü çalındı.
İngilizce konuşma yarışmasına katılacak mısın?