Examples of using "Verbrennen" in a sentence and their turkish translations:
Sonrasında yak o makineyi gitsin
Evet, hala kömür yakıyorlar.
Kurabiyeleri yaktım.
Oksijen olmadan hiçbir şey yakamazsınız.
İki gram petrol için dünyayı yakanlar
toprağı kullanma biçimimiz
Bu mektubu okumayı bitirdikten sonra, onu yak.
Yak onu.
Tom çöpü nerede yakacağını bilmiyordu.
Polis buraya gelmeden önce bütün bunları yakmamız gerekiyor.
Bu mektuplarla ilgili olarak, sanırım en iyi şey onları yakmaktır.
Biraz da beyinleri yakacak bilimsel verilere ne dersiniz?
Kömürün yanması Avustralya'nın sera gazı emisyonlarının% 40'ının daha fazlasından sorumludur.
Tutacak ya da fırın eldivenleri kullanmazsan ellerini yakarsın!
O evinde gereksiz yere yaktığın lamba var ya işte o bile senin devletine zarar.
- Fazla merak iyi değildir.
- Kediyi merak öldürür.