Translation of "Starkes" in Turkish

Ein starkes Selbstgefühl,

Kuvvetli bir kişilik anlayışı,

Er hatte ein starkes Alibi.

Onun güçlü bir mazereti vardı.

Starkes Rauchen schwächte seine Gesundheit.

Çok sigara içmek sağlığına zarar verdi.

Tom ist ein starkes Kind.

Tom güçlü bir çocuk.

Tom hat ein starkes Verantwortungsbewusstsein.

Tom'un güçlü bir sorumluluk duygusu var.

Tom hat ein starkes Pflichtgefühl.

Tom'un güçlü bir görev duygusu var.

Es war ein sehr starkes Ereignis

çok güçlü bir olaydı

Sie sollten ein starkes Passwort wählen!

Güçlü bir şifre seçmelisin!

Ein Elefant ist ein starkes Tier.

Fil güçlü bir hayvandır.

Ihr beiden seid ein starkes Duo.

Siz ikiniz oldukça iyi bir ekip olursunuz.

Aber es herrscht auch ein starkes Gefühl von Dringlichkeit.

Ayrıca büyük bir aciliyet var.

In der vergangenen Nacht gab es ein starkes Erdbeben.

Dün gece güçlü bir deprem oldu.

Man sagt, in naher Zukunft wird es ein starkes Erdbeben geben.

Yakın gelecekte büyük bir deprem olacağı söyleniyor.

- Niemand hatte einen so starken Abfall der Zinssätze erwartet.
- Niemand hatte ein so starkes Absinken der Zinssätze prognostiziert.

Hiç kimse faiz oranlarında böylesine keskin bir düşüş beklemiyordu.

- Ich brauche ein Stück Holz, das drei Zoll dick ist.
- Ich brauche ein etwa 8 cm starkes Stück Holz.

3 inç kalınlığında bir parça ahşaba ihtiyacım var.