Examples of using "Starke" in a sentence and their turkish translations:
Kötü bir baş ağrım var.
Tom acı içindeydi.
Tom aşırı acı içinde.
Herkül'ün güçlü kasları vardı.
Kötü bir baş ağrısı çekiyordu.
Tom'un kötü bir başağrısı var.
toprak mineral yığınlarının içinde
Onun güçlü bir kişiliği vardır.
- Onun güçlü bir kişiliği vardır.
- O, güçlü bir kişiliğe sahiptir.
Mary güçlü bir kadindır.
Tom'un güçlü kolları var.
Zayıflar güçlüler için yiyeceklerdir.
Onun çok güçlü kolları var.
Onu önlemek için güçlü önlemler aldık.
Bundan oldukça şüphe ediyorum.
Güçlü bir ters vuruşum var.
Burada kötü bir ağrım var.
Güçlü liderlik gerekliydi
- O sert bir kadındır.
- O sert bir kadın.
Tom'un kötü bir soğuk algınlığı var.
Annelerimiz güçlü kadınlardır.
- Leyla çok içti.
- Leyla ağır biçimde içti.
Ben güçlü bir kadınım.
Çok güçlü bir kişiliği vardır.
O takımın güçlü oyunculardan başka bir şeyi yok.
Tom çok acı çekiyor gibi görünüyor.
Mary güçlü, bağımsız bir kadın.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Deden çok hoş biri.
- Deden çok karizmatik.
Onun güçlü kemik ve dişleri var.
Bu nehrin akıntısı hızlıdır.
O ilkokulun güçlü bir futbol takımı var.
Yalnızca güçlü insanların zor yolları vardı.
Güçlü rüzgar bir fırtınanın geleceğini gösterir.
Onun böceklere karşı güçlü bir antipatisi var.
Cinlerin doğayla güçlü bir bağlantısı vardır.
Tom, doğa ile güçlü bir ilişkiye sahiptir.
Mary'nin doğa ile güçlü bir ilişkisi vardır.
Şiddetli yağmur vadiye sel getirdi.
O, o zaman güçlü, hızlı bir koşucuydu.
Şiddetli yağmur dışarı çıkmamızı engelledi.
Tom'un güçlü elleri var.
Bence tek dillilik çok sınırlı.
Hokkaido'daki şiddetli deprem geniş çaplı hasara neden oldu.
Çok ağrısı olan bir hastam var.
Kötü bir baş ağrım var.
Güçlü akıntıya karşı kürek çekemedik.
Büyük acı içindeydim.
Tom'un konuşamayacak kadar çok ağrısı vardı.
Şiddetli şişlikler ve nefes alma güçlüğü. Bir vakada ise ölümcüldü.
Kuvvetli rüzgar farklı yerlerde elektrik tellerini kesti.
Şiddetli yağmur, onların kalkışını erteledi.
Büyük bir girdap ve güçlü bir akıntı vardı.
Onun filmleri genellikle güçlü kadın karakterleri ön plana çıkarır.
Şiddetli yağmur sel getirdi, hasara sebep oldu.
Neptün, Uranüs'e çok benzer.
Kötü bir baş ağrısı olduğu için Tom uyuyamadı.
Güçlü tendonlar olmadan kasların büyük olması bir işe yaramaz.
Ben bundan oldukça şüpheliyim.
Tom'un güçlü bir kişiliği var.
Tom kötü bir baş ağrısı olduğunu ve yatması gerektiğini söyledi.
Güçlü bir rip akıntısı Tom'u kıyıdan uzaklaştırdı.
Ben artık güçlü olmak değil huzurlu bir kadın olmak istiyorum!
Bir fincan koyu kahve olmadan uyanmak zordur.
Onun senin dayanman için güçlü bir omuzu var.
Öyle kötü bir baş ağrısı vardı ki toplantıyı iptal etmek zorunda kaldı.
Tom'un çok ağrısı var fakat o ona katlanabileceğini söylüyor.
Kıllılığın erkekliğin bir sembolü olduğunu düşünüyorum, bu yüzden gerçekten seviyorum.
Yoğun yağış bütün trenlerin durmasına sebep olduğu için bir taksiye binmek zorunda kaldım.
Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi.
Bir bebek iniş öncesinde inişe başlarken bir uçak şiddetli türbülansa çarptığında bir bebek annesinin kollarına atıldı.